Kadersiz kızıyım annemin
Her şeyin en iyisini hak eden.
Yaradan yazmış diyor çekinmeden.
Susuyorum.
Dünya güzeliyim babamın.
Doğumumdan bu yana her yana notlar bıraktığı.
Biricik kızım Fatma'ya.
Susuyorum.
Saf kardeşiyim ablamın.
Senin için bu aydınlık diyor.
Tarifi kısa ne istediğini biliyor.
Susuyorum.
Bilgiç ablasıyım kardeşimin.
Ne zaman kanasa yüreği
Yüreğimi bölüyorum.
Susuyorum.
Bugün bir tuhaf geçiyor zaman.
Bölünmüş uykulardan uyanan depresif yamyamlar gibiyim.
Baktım ki doymamışım
Yine yürek tüketmekteyim.
30 Aralık 2008 Salı
15 Aralık 2008 Pazartesi
KORKAK
Yanmış kömür kokusu yakarken genzimi
Yine bildik bir yolda aynı bozuk kaldırım.
Köşeyi dönerken büfeci tanıdık
Kasap, manav, balıkçı ilk bayram harçlığımı uzatan ellerin sahibi.
Delik cebimden düşmüş yere
Yine bildik bir yolda aynı bozuk kaldırım.
Köşeyi dönerken büfeci tanıdık
Kasap, manav, balıkçı ilk bayram harçlığımı uzatan ellerin sahibi.
Delik cebimden düşmüş yere
Şimdi kendimi arıyorum.
Hep korkmuşumdur aydınlığın sonundan.
Koyu karanlıklarda beliriyor yitenler.
Bedenimde izi kalmış gölgelerin ilmeği geçiyor boynuma
Asılıyor düşlerim.
Kanatsız bir kuş gördüm rüyamda.
Bütün arkadaşları göçerken ılıman iklimlere
O kalakalmış kış gelen sokağımda.
Yalnızlığa uyandım bu sabahta onunla.
Bu sessizliği bozsun istiyorum lâl dilimin çözülen düğümleri.
Bir kapı gıcırtısıyla sona ersin sağırlığım.
Kanayan yüreğim düşsün de toprağa
Melekler uğurlarken beni ben de meydan okuyayım sensizliğe.
Ölüm dediğin cesaretime gömülsün.
Faili meçhul cinayetlerden arındırırken kendimi
Yakaladı ensemden beni.
Göz göze geldik. İrkildim!
Ve korkuttum bir seri katili.
Hep korkmuşumdur aydınlığın sonundan.
Koyu karanlıklarda beliriyor yitenler.
Bedenimde izi kalmış gölgelerin ilmeği geçiyor boynuma
Asılıyor düşlerim.
Kanatsız bir kuş gördüm rüyamda.
Bütün arkadaşları göçerken ılıman iklimlere
O kalakalmış kış gelen sokağımda.
Yalnızlığa uyandım bu sabahta onunla.
Bu sessizliği bozsun istiyorum lâl dilimin çözülen düğümleri.
Bir kapı gıcırtısıyla sona ersin sağırlığım.
Kanayan yüreğim düşsün de toprağa
Melekler uğurlarken beni ben de meydan okuyayım sensizliğe.
Ölüm dediğin cesaretime gömülsün.
Faili meçhul cinayetlerden arındırırken kendimi
Yakaladı ensemden beni.
Göz göze geldik. İrkildim!
Ve korkuttum bir seri katili.
12 Aralık 2008 Cuma
SİZE HİÇ OLMADI MI?
Sabah tadında akşamlarınız olmadı mı?
Güneşi ısıtan kışlarınız?
Hangi ülkede yaşarsınız?
Baharsız.
Bahar dediysem şöyle keyfince yaşadığınız.
Açan ya da solan yanınız.
Hiç görmediniz mi alev almış suların aktığını musluktan?
Elinizi uzatıp yanmadınız mı?
Yemeğin sonuna denk gelmedi mi açlığınız?
Mızıkçılık yapmadınız mı?
Dinlemediniz mi o şarkıyı henüz, sevdiğinize armağan edilmiş?
Duymadınız mı dudaklarından zehir zıkkım aşkı?
Hiç sevişen bir çift görmediniz mi başka bedenlere kiralanmış?
Hiç terkedilmediniz mi siz?
Bulduğunuzu sandığınız elinizden alınmadı mı?
Ah çok yazık.
Güneşi ısıtan kışlarınız?
Hangi ülkede yaşarsınız?
Baharsız.
Bahar dediysem şöyle keyfince yaşadığınız.
Açan ya da solan yanınız.
Hiç görmediniz mi alev almış suların aktığını musluktan?
Elinizi uzatıp yanmadınız mı?
Yemeğin sonuna denk gelmedi mi açlığınız?
Mızıkçılık yapmadınız mı?
Dinlemediniz mi o şarkıyı henüz, sevdiğinize armağan edilmiş?
Duymadınız mı dudaklarından zehir zıkkım aşkı?
Hiç sevişen bir çift görmediniz mi başka bedenlere kiralanmış?
Hiç terkedilmediniz mi siz?
Bulduğunuzu sandığınız elinizden alınmadı mı?
Ah çok yazık.
Hiç küfür etmediniz mi?
Karşı gelmediniz mi?
Bu düzen bozuk demediniz mi?
Hadi oradan çek git denmedi mi size?
Ağlamaz mısınız?
O kadar çoksunuz. Nerede yaşarsınız?
Üşümez misiniz?
Yastığınızın altına sakladığınız fısıltılarınız olmadı mı?
Yorgana sarılmış kadavralarınız?
Puf deyince uçuşan kırık kanatlarınız?
Sizi sevdiğini sandığınız nefretler vurmadı mı yüzünüze?
Gözlerinizin içine sokulmadı mı aptallığınız?
Çişinizi etmek için değil miydi kaçışınız?
Hiç sanmalarınız olmadı mı sizin?
Suskunluk nedir bilmez misiniz?
İçinizde ezilirken kelimeler
Karşı gelmediniz mi?
Bu düzen bozuk demediniz mi?
Hadi oradan çek git denmedi mi size?
Ağlamaz mısınız?
O kadar çoksunuz. Nerede yaşarsınız?
Üşümez misiniz?
Yastığınızın altına sakladığınız fısıltılarınız olmadı mı?
Yorgana sarılmış kadavralarınız?
Puf deyince uçuşan kırık kanatlarınız?
Sizi sevdiğini sandığınız nefretler vurmadı mı yüzünüze?
Gözlerinizin içine sokulmadı mı aptallığınız?
Çişinizi etmek için değil miydi kaçışınız?
Hiç sanmalarınız olmadı mı sizin?
Suskunluk nedir bilmez misiniz?
İçinizde ezilirken kelimeler
Nefes darlığı çeken yüreğinizin imdadını duymadınız mı hiç?
Sedyeye yatırılmış bedeninize düğün davetiyesi gönderilmedi mi?
Sizin beş, altı, yedi diye uzayıp giden sevgilileriniz olmadı mı?
Hepsini ayrı ayrı sevmediniz mi?
Biliyorum sevgili kirlenmiş düşlerin.
Sedyeye yatırılmış bedeninize düğün davetiyesi gönderilmedi mi?
Sizin beş, altı, yedi diye uzayıp giden sevgilileriniz olmadı mı?
Hepsini ayrı ayrı sevmediniz mi?
Biliyorum sevgili kirlenmiş düşlerin.
Düşük bütün gebeliklerin.
İnandır beni sevgisizliğine
İnandır gideyim diyeniniz olmadı mı hiç?
Daracık sokaklarda uzayan kıvrımlarınız?
Keskin virajlardan dönerken mide bulantınız?
Kapıda belirince yarınsız yanınız ışığa hasret gözleriniz kamaşmadı mı?
Aşkım demekten korktuğunuz bir aşka bulaşmadınız mı hiç?
Dilinizin ucuna gelince hayıflanmadınız mı?
Taranmamış saçlarınıza, kirli kokunuza
Gözlerinizde yığılan yorgunluğa, saçmalamalarınıza rağmen
Sevildiğinizi hissetmediniz mi hiç?
Sizin böyle bir sevilmeniz olmadı mı?
Masa üzerinde bulduğunuz notları okurken derin nefes alışlarınız olmadı mı?
Duymaktan korktuğunuzdan fazlasını duyduğunuzda ezilmiş hissetmediniz mi?
Siz hiç çaresiz sevmediniz mi?
Size hiç olmadı mı?
İnandır beni sevgisizliğine
İnandır gideyim diyeniniz olmadı mı hiç?
Daracık sokaklarda uzayan kıvrımlarınız?
Keskin virajlardan dönerken mide bulantınız?
Kapıda belirince yarınsız yanınız ışığa hasret gözleriniz kamaşmadı mı?
Aşkım demekten korktuğunuz bir aşka bulaşmadınız mı hiç?
Dilinizin ucuna gelince hayıflanmadınız mı?
Taranmamış saçlarınıza, kirli kokunuza
Gözlerinizde yığılan yorgunluğa, saçmalamalarınıza rağmen
Sevildiğinizi hissetmediniz mi hiç?
Sizin böyle bir sevilmeniz olmadı mı?
Masa üzerinde bulduğunuz notları okurken derin nefes alışlarınız olmadı mı?
Duymaktan korktuğunuzdan fazlasını duyduğunuzda ezilmiş hissetmediniz mi?
Siz hiç çaresiz sevmediniz mi?
Size hiç olmadı mı?
4 Aralık 2008 Perşembe
ÇINAR
Yıpranmış sayfalara yazılmış güncelerin arasında kalan
Kırık kalem uçları, kırık gönül notları.
Sabahın ayazı, birkaç günlük açlığım.
Tek sıra örülmüş duvarlar üzerinde
Tek ayak beklemek üzere şartlanmış
Çocukluğumdan kalan yaramazlığım.
Bir tabure üzerine bırakılmış yalnızlığım.
Tutkum.
Kırık kalem uçları, kırık gönül notları.
Sabahın ayazı, birkaç günlük açlığım.
Tek sıra örülmüş duvarlar üzerinde
Tek ayak beklemek üzere şartlanmış
Çocukluğumdan kalan yaramazlığım.
Bir tabure üzerine bırakılmış yalnızlığım.
Tutkum.
Tutkunum.
Bana hadi gel benim ol desen ait olmaktan haberim yok.
Sen ne zaman yazmak olsan
Bütün kelimeler can atıyor kağıda dökülmek için.
Ve ben hepsini yazıyorum hiçbirinin hatırı kalmasın diye.
Sonradan fark ediyorum ki bir düşe düşmüşüz yine.
Bu hikaye uzar gider.
Her yeni doğan bebekle birlikte.
Her yeni doğan bebeğin ağlamasında.
Anne kucağında karşılaştığı gülücükle.
Bunca zaman ezberlediğim her şeyi unutup
Varlığına anlamlar yüklediğim.
Kimsesizleşme yolunda çoğaldığım.
Göz aydınım.
Başını omzuma yasladığında
Kokuna bulaştığında kokum
Bütün yalnızlıklardan kurtulduğun
Huzur bulduğun ruhum.
Benim bugünüm, senin yarının.
Seninle hayat kimsenin bilmediği cennet kıvamında bir coğrafyada gezinmek gibi. En zor denklemlerin basit havuz problemlerine dönüşmesi gibi. Sınıfta kalmış çaresizliklerin bir üst sınıfa çözüm olarak geçmesi gibi. Seninle hayat yaşanılası ve seninle hayat değerli. Yalnızlığın içimize işlediği zamanlardan birinde başlamış hikayemiz. Çok sevmenin ve çok sevilmenin olduğu yerlerde o kocaman kalabalıkların arasında nasıl bunca yalnızlığa düştüğümüz konusunda hâlâ tereddütlerim olsa da sanıyorum ki biz başkalarının mutluluklarına adadığımız ömrümüze sahip çıkmak ve kendi mutluluğumuza bir şans vermek için bu hikayenin satırlarındayız. Anlatmak için ne hissettiğini, hissettiklerim çoğu zaman engelliyor beni. Öfkeli olduğum zamanlarda da seviyorum seni. Bunca öfkeye rağmen nasıl da değerli dediğimde yüreğim alkışlıyor beni ya da ben yüreğimi. Senden bana varışta kaçış gibi her şey. Bütün konuştuklarımız. O deli düzen yakan bakışlar aklımın oyununa izin veriyor. Sen sustuğunda gözlerin, onlar sustuğunda sen konuşuyorsun. Kelimeler armağan ediyoruz birbirimize üzerinde düşünülesi. Ve her konuşmanın sonunda dalıp gittiğimiz o yerden birbirimize göz kırpıyoruz biz. İşte o zaman iyi ki varsın diyoruz hiç çekinmeden. iyi ki var üç beş adım ötemde. Bazen soluğumdan içeri giriyor bazen hiç tanımıyoruz birbirimizi. Sen ve ben her gece gökyüzüne aydınlık asıyoruz. Sen belimden tutuyorsun, kaldırıyorsun yukarı. Ben elimdeki pırıltıları oraya asıyorum. Yarın bu aydınlık nereden diye soranlara "gizli gizli aydınlık asıyorduk gökyüzüne" diyeceğiz. Şimdi o kadar çoklar ki ancak fark edebildiniz ama biz ilk pırıltıda derin bir nefes almıştık zaten. Ertesi sabah aynı değildi aynı gibi görünen. Bazen sen koşmak istiyorsun. Öyle ani bir kararla kalkıyorsun ki yerinden. Her yere yetmek, herkese dağıtmak için elinde olanları. Hayır diyorum içimden. Bakıyorum derin bir suskunlukla. Sen kararından vazgeçene kadar susuyorum. Hayır diyorum. Şimdi değil. Dinlenmelisin biraz. Sırtındaki yükünü boşaltmalıyız önce. İstersen dedemin dere kenarına götürürüz bazılarını. Ben çoğu delili yangın yerinde bıraktım. Hatta bazıları daha çabuk yansın, kül olsun diye üzerlerine benzin döktüm. Elbette o yangından yara almadan kurtulamazdım. Layığınca yaralandım da irili ufaklı yanıklarla dışarı attım kendimi. Orada kalıp mutsuzluklarımla birlikte ben de kül olabilirdim. Bu şıkkı seçebilirdim. İçimden yakaladı beni gelecek umudum. Çekti çıkardı gün yüzüne cesaretim. Henüz değil dedi ağaçta şakıyan kuş, daha değil dedi yaban papatya, yol uzun ama yılma yürü dedi karınca. Seni görünce ben Karslı bir çocuğun denizi ilk defa gördüğündeki heyecanını, üstüne boğazı keşfedince yaşadığı şaşkınlığını yaşadım. Oysa sen ve diğerleri o manzaraya alışık olduğunuzdan, sahip olduğunuzdan, kıymet bilmezliğinizle onu kirletmekteydiniz. Çok sevdiğinizi söylediğiniz cümlelerle kamufle ederek üstelik. Ben farklı yerlerden bakarsam nasıl görürüm diye keşifte. Ve tepeye çıkıp bakınca derin, yoluna inince çekici, yanına gelince büyüleyici olduğunu tadına vara vara hissederek beynime, yüreğime işlemekteyim. Geri döndüğümde köyüme ya da bilinmez başka bir diyara gittiğimde düşünüp güzeli tasvir ederken kaynakçamda sürekli seni not düşeceğim. Memleketime yaptığım otobüs yolculuklarımı anımsattın bana. Yeni yollara eşlik eden yeni turlarla gidilen. ilk heyecan verici. Yaklaştıkça ürküten alışkanlıklarımı. Bazen kaçmak kurtulmak istiyorum. Büyülü güzelliği çekiyor beni. Ne yeşili bildik yeşil ne mavisi bildik mavi. Öyle yollardan geçiyoruz ki karanlık eşliğinde tercih edilmiş yolculuklarda. Issız, dar, sonu yok gibi görünen bir yoldan aydınlık, kalabalık bir kente dönüyor tekerler. Korna sesleriyle nefes alışım değişiyor ve o kıvrımlı yollarda süren yolculuğumun sonunda sevdiklerime varıyorum. Uyuyorum. Bazen öyle yakıyorsun ki canımı canını yakar gibi. Gözlerimiz kurtarıyor ancak bizden bizi.
Sana hadi git özgür ol desem özgürlük ne bilmiyorsun kiBana hadi gel benim ol desen ait olmaktan haberim yok.
Sen ne zaman yazmak olsan
Bütün kelimeler can atıyor kağıda dökülmek için.
Ve ben hepsini yazıyorum hiçbirinin hatırı kalmasın diye.
Sonradan fark ediyorum ki bir düşe düşmüşüz yine.
Bu hikaye uzar gider.
Her yeni doğan bebekle birlikte.
Her yeni doğan bebeğin ağlamasında.
Anne kucağında karşılaştığı gülücükle.
30 Kasım 2008 Pazar
AŞIK NOTU
Sıradanlaşmış alışkanlıklarında büyüyor yalnızlığın.
Duyulmuyor adın.
Kalabalıklarının gölgesinde görülmüyor adımların.
Çek ayağını izin silinsin.
Başıbozuk sevdalar yolculuğunda son verdiğin oyunlara
Kapa perdeleri, ezberleme repliğini.
Çiy düşmüş çimenler üzerinde
Üzerine konan kelebeklerin ölmesine izin verme.
Bırak o başka baharlar sevsin.
Hapsolsun göz yangının sigara dumanlarına.
Çekme içini olura olmaza.
Nesi kalırsa yadigâr.
Bir yaz akşamı, sonbahar rüzgarı.
Savrulsun uzaklara.
Mümbit bir topraktır gözleri.
Kirpiğimden dökülür bereketi.
Bırak yüreğim gitsin.
Duyulmuyor adın.
Kalabalıklarının gölgesinde görülmüyor adımların.
Çek ayağını izin silinsin.
Başıbozuk sevdalar yolculuğunda son verdiğin oyunlara
Kapa perdeleri, ezberleme repliğini.
Çiy düşmüş çimenler üzerinde
Üzerine konan kelebeklerin ölmesine izin verme.
Bırak o başka baharlar sevsin.
Hapsolsun göz yangının sigara dumanlarına.
Çekme içini olura olmaza.
Nesi kalırsa yadigâr.
Bir yaz akşamı, sonbahar rüzgarı.
Savrulsun uzaklara.
Mümbit bir topraktır gözleri.
Kirpiğimden dökülür bereketi.
Bırak yüreğim gitsin.
SEVİŞGEN RUHLARIN SANCISI
Sensizlik davetinde
Elbisemin ucu yıpranmış, eskimiş, ütüsü bozulmuş.
Ellerinin yokluğundan nasibini almış saçlarıma
Dağınık topuz havası verilmiş.
Orada oturuyorsun.
Sen!
Elbisemin ucu yıpranmış, eskimiş, ütüsü bozulmuş.
Ellerinin yokluğundan nasibini almış saçlarıma
Dağınık topuz havası verilmiş.
Orada oturuyorsun.
Sen!
Bilmediğim kalabalıkların bildik düzeninde.
Bakışından tüm sevgisizliğin çarpıyor deli yüreğime.
Ruhum şifasını kaybetmiş senden önce
Bir morg sessizliği gülüşte.
Kaldırım taşına takıldı kaldı ayakkabımın topuğu.
Taburenin çivisinde kaçtı çorabım.
Son bir yutkunmadan önce sana baktım.
Gidişimi anlama diye geri geri attım adımları.
Pat! Bir adama çarptım.
Neyin var dedi. Seni gösterdim.
Hiç bir şeyim yok dedim. Anladı.
Sokak soğuktu. Üstüne rüzgar vardı.
Bakışından tüm sevgisizliğin çarpıyor deli yüreğime.
Ruhum şifasını kaybetmiş senden önce
Bir morg sessizliği gülüşte.
Kaldırım taşına takıldı kaldı ayakkabımın topuğu.
Taburenin çivisinde kaçtı çorabım.
Son bir yutkunmadan önce sana baktım.
Gidişimi anlama diye geri geri attım adımları.
Pat! Bir adama çarptım.
Neyin var dedi. Seni gösterdim.
Hiç bir şeyim yok dedim. Anladı.
Sokak soğuktu. Üstüne rüzgar vardı.
Eyvah birde yağmur başladı.
Gözlerime aktı damlaları.
Gözlerime aktı damlaları.
Herkes benim sandı.
Bir fotoğraf karesinde yan yana gelmiş sevişgen ruhlarımız.
Bedenimiz saklanmış.
Üzerine sancılarımızı yazdım.
Çok uzun devrik cümleler kullandım.
Devrildi adın.
Her defasında beni kırma çabaların
Bu defa da ödül getirdi sana.
Alkışı sen topladın.
Görmezden geldiğini sanarak yaşamaya devam ederken
Yitik cümleler arasında kaybolurken düşlerim
Daha iyimserdin yüreğime.
Şimdi anlıyorum ki çabaların boşuna değil.
Kırılanları düzeltmekten yorulmuşum.
Farkına varalı çok oldu ama kabullenmek.
İşte o beni biraz yordu.
Sevdiğim,
Kelimeler anlamını yitiriyor artık.
Üzerine yapıştırdığım anlamlar anladım ki sırf benim uydurmalarım.
Biliyorum. Seni daha zora sokamam.
Sana olan duygularıma bugün bir son verdim.
Ve ilk defa haksızlık ettiğim için kendimden özür diledim.
Fatma & Ayşe FINDIK
Bir fotoğraf karesinde yan yana gelmiş sevişgen ruhlarımız.
Bedenimiz saklanmış.
Üzerine sancılarımızı yazdım.
Çok uzun devrik cümleler kullandım.
Devrildi adın.
Her defasında beni kırma çabaların
Bu defa da ödül getirdi sana.
Alkışı sen topladın.
Görmezden geldiğini sanarak yaşamaya devam ederken
Yitik cümleler arasında kaybolurken düşlerim
Daha iyimserdin yüreğime.
Şimdi anlıyorum ki çabaların boşuna değil.
Kırılanları düzeltmekten yorulmuşum.
Farkına varalı çok oldu ama kabullenmek.
İşte o beni biraz yordu.
Sevdiğim,
Kelimeler anlamını yitiriyor artık.
Üzerine yapıştırdığım anlamlar anladım ki sırf benim uydurmalarım.
Biliyorum. Seni daha zora sokamam.
Sana olan duygularıma bugün bir son verdim.
Ve ilk defa haksızlık ettiğim için kendimden özür diledim.
Fatma & Ayşe FINDIK
26 Kasım 2008 Çarşamba
KÜÇÜLEN DÜŞLERİMDE BÜYÜYEN ÇOCUKLUĞUM
Dedemin eskileri yok etmek için bir dere kenarı vardı.
Bütün eskileri oraya götürür yakardı.
Babaannem kızardı ama o yapardı.
Her defasında gülerdim.
Dedem babaannemin anılarını yakardı.
Babaannem dedeme bakardı.
Ben gülerdim.
Evin bahçesindeki dut ağacına salıncak kurardık.
Gökyüzüne uçardık.
Kahkahalar atardım bütün köyü inleten.
O zaman sen yoktun.
Bütün eskileri oraya götürür yakardı.
Babaannem kızardı ama o yapardı.
Her defasında gülerdim.
Dedem babaannemin anılarını yakardı.
Babaannem dedeme bakardı.
Ben gülerdim.
Evin bahçesindeki dut ağacına salıncak kurardık.
Gökyüzüne uçardık.
Kahkahalar atardım bütün köyü inleten.
O zaman sen yoktun.
Ben vardım.
Küçük bir kızken.
İstanbul'un yoğun trafiğinde.
Salı pazarı girişinde.
Hemen Doğancılar' ı geçince aşağıda sahilde.
Okula giderken
Annemin yaptığı fındıklı kurabiyelerden alırdım elime
Tadına doyum olmazdı.
Akşam eve dönüşte teyzem olurdu.
Uzun yıllarının hikayelerini dinlerdim.
Öylece uyuyakaldığımda hep güzel şeyler görürdüm rüyamda.
O zaman bütün sabahlar keyifliydi.
Önlüğümü giyerken arkadaşlarım beni beklerdi.
Hele mevsim kışsa kar beni hep hasta ederdi.
Leblebi tozu yerdik ne büyük keyifti.
Babamın iş dönüşü getirdiği çikolatalar hepsinden güzeldi.
Yazın çilekleri yıkar, temizler haydi oyuna ara verin derdi.
Bisiklete binerdik arkadaşlarla Çengelköy yolunda.
Her defasında yarışırdık ve illa birimiz düşerdik.
Kına geceleri olurdu mahallede.
Biz orada dağıtılan çerezleri almak için
İlk konukları olurduk bütün kına gecelerinin.
Bizden büyükleri anlamazdık.
Salı pazarı girişinde.
Hemen Doğancılar' ı geçince aşağıda sahilde.
Okula giderken
Annemin yaptığı fındıklı kurabiyelerden alırdım elime
Tadına doyum olmazdı.
Akşam eve dönüşte teyzem olurdu.
Uzun yıllarının hikayelerini dinlerdim.
Öylece uyuyakaldığımda hep güzel şeyler görürdüm rüyamda.
O zaman bütün sabahlar keyifliydi.
Önlüğümü giyerken arkadaşlarım beni beklerdi.
Hele mevsim kışsa kar beni hep hasta ederdi.
Leblebi tozu yerdik ne büyük keyifti.
Babamın iş dönüşü getirdiği çikolatalar hepsinden güzeldi.
Yazın çilekleri yıkar, temizler haydi oyuna ara verin derdi.
Bisiklete binerdik arkadaşlarla Çengelköy yolunda.
Her defasında yarışırdık ve illa birimiz düşerdik.
Kına geceleri olurdu mahallede.
Biz orada dağıtılan çerezleri almak için
İlk konukları olurduk bütün kına gecelerinin.
Bizden büyükleri anlamazdık.
Bu tören neden?
Bir kız ağlarken eğlenen bu insanların nesi var derdik.
O kızı oradan kurtarabilir miydik?
Boş ver derdi içimizden biri oyunumuza dönerdik.
Saklambaç oynardık.
Saklanmayı biz o zaman öğrendik.
Ben küçük bir kız çocuğuydum.
Bir kız ağlarken eğlenen bu insanların nesi var derdik.
O kızı oradan kurtarabilir miydik?
Boş ver derdi içimizden biri oyunumuza dönerdik.
Saklambaç oynardık.
Saklanmayı biz o zaman öğrendik.
Ben küçük bir kız çocuğuydum.
Sen yoktun.
İp atlardık sokağın ortasında, çekirdek çitletir, ciklet çiğnerdik.
En büyük balonu kim yapacak diye iddialaşırken çok güzeldik.
O zaman sen yoktun.
İp atlardık sokağın ortasında, çekirdek çitletir, ciklet çiğnerdik.
En büyük balonu kim yapacak diye iddialaşırken çok güzeldik.
O zaman sen yoktun.
Ben vardım.
Küçük bir kızken.
Takunyalar severdim.
Takunyalar severdim.
Kırmızı pabuç giyerdim.
Bakkala giderdim.
Bakkala giderdim.
Ekmeğin ucunu yerdim.
Saçlarımı örerdim.
Saçlarımı örerdim.
Gülerdim hep gülerdim.
Ben büyüdüm mü?
Büyüdüm.
Büyüdüm.
Acım büyüdü.
Hepimiz büyüdük. Kocaman olduk.
Biz büyüdük savrulduk.
Biz büyüdük unuttuk.
Biz büyüdük ağladık.
Biz büyüdük öldük.
Sen büyüme içimdeki küçük kız biz yeterince büyüdük.
Hepimiz büyüdük. Kocaman olduk.
Biz büyüdük savrulduk.
Biz büyüdük unuttuk.
Biz büyüdük ağladık.
Biz büyüdük öldük.
Sen büyüme içimdeki küçük kız biz yeterince büyüdük.
20 Kasım 2008 Perşembe
KÜÇÜK HANIMIN BÜYÜK AŞKI
İçimde yardıma muhtaç bir yer.
İçimde bir yer sen.
Bir yerden sonra susmalı konuşmamalı derken
Gözlerimde kaybolan saniyeler
Ardına saklanmış bakışların.
Elimde yokluk.
Elinde bütün varlığım.
Kim bilir diyen düşüncelerin hoşça kalında
Merhaba demeyi unuttum.
Bütün kimsesizliğim
İçimde bir yer sen.
Bir yerden sonra susmalı konuşmamalı derken
Gözlerimde kaybolan saniyeler
Ardına saklanmış bakışların.
Elimde yokluk.
Elinde bütün varlığım.
Kim bilir diyen düşüncelerin hoşça kalında
Merhaba demeyi unuttum.
Bütün kimsesizliğim
Yarım kalan, yamanmış duygulara halim yokken
Dalıp gittiğim o yerde beni bekliyor.
Ben ağlıyorum.
Dalıp gittiğim o yerde beni bekliyor.
Ben ağlıyorum.
O ağlıyor.
Kimse bilmiyor.
Dilinde sitem var.
Öyle yazmış şair.
Yazarken yanıyor.
Dilinde sitem var.
Öyle yazmış şair.
Yazarken yanıyor.
16 Kasım 2008 Pazar
VE PERDE AÇILSIN LÜTFEN
Kayıp.
Geçtikleri tüm yollara ekmek kırıntıları bırakan kardeşlerin masalından çıktım bugün.
Ormanda kayboldum.
Geçtikleri tüm yollara ekmek kırıntıları bırakan kardeşlerin masalından çıktım bugün.
Ormanda kayboldum.
Delirdim çaresizlikten.
Ayakkabısının tekini merdivende düşüren kızın masalına konuk oldum.
Saat on ikiyi vurdu.
Ayakkabısının tekini merdivende düşüren kızın masalına konuk oldum.
Saat on ikiyi vurdu.
Yüreğimi düşürdüm merdivenlerden kırıldı parçalandı.
Ne analığımın eziyeti ne üvey kız kardeşlerin deli cesareti.
Prensin bu kadar ortalık malı olması yıktı aptal düşlerimin gerçek sandığı yalanları.
Uzak iklimlerin yetiştirdiği hiç görmediğim ağaçlara adımızı yazma klişesi
Ve pembe panjurlarını siyaha boyadığım o evin bahçesini tarumar ettim bugün.
Sobasında yaktım hislerimi.
Ziyan
Neresinden baktıysam gözlerine ne mana bulduysam kahpe düzeninde
Yordum karşıma çıkan bütün kelimeleri
Yoruldum duyduğum kelimelerin saçmalığından.
Küllükte sigaram yandı.
Ne analığımın eziyeti ne üvey kız kardeşlerin deli cesareti.
Prensin bu kadar ortalık malı olması yıktı aptal düşlerimin gerçek sandığı yalanları.
Uzak iklimlerin yetiştirdiği hiç görmediğim ağaçlara adımızı yazma klişesi
Ve pembe panjurlarını siyaha boyadığım o evin bahçesini tarumar ettim bugün.
Sobasında yaktım hislerimi.
Ziyan
Neresinden baktıysam gözlerine ne mana bulduysam kahpe düzeninde
Yordum karşıma çıkan bütün kelimeleri
Yoruldum duyduğum kelimelerin saçmalığından.
Küllükte sigaram yandı.
İçimde bir yer sana ağladı.
İçimde bir yer kahkahayı bastı.
Çığlığım yetmedi duymana. Fısıltılarla söylediklerimden artakalan
Yorgun akşamlarına meze ettiğin çöpe dökülesi pislik yüreğim
Bugün pislik yüreğim ağladı.
Kaçış
Geldiğim yolun başında durdum. Baktım yol çok uzun.
Dur dedim. Dinlen, biraz soluklan. Yanımdan geçip giden yaşlı amcayı izledim.
Denizin üzerine nefesimi üfledim.
Dalgaları kocaman oldu.
İçimde bir yer kahkahayı bastı.
Çığlığım yetmedi duymana. Fısıltılarla söylediklerimden artakalan
Yorgun akşamlarına meze ettiğin çöpe dökülesi pislik yüreğim
Bugün pislik yüreğim ağladı.
Kaçış
Geldiğim yolun başında durdum. Baktım yol çok uzun.
Dur dedim. Dinlen, biraz soluklan. Yanımdan geçip giden yaşlı amcayı izledim.
Denizin üzerine nefesimi üfledim.
Dalgaları kocaman oldu.
Denizi taşırdım.
Bugün gördüm seni.
Bugün gördüm seni.
Ellerini başka ellerde, gözlerini başka gözlerde.
Kahkahanda duydum başka ses.
Ve bugün gördü gözlerim sahte bir prens.
Yitik.
Nereye koyduğumu unuttuğum çoraplarımı aradım.
Kazağımı bulamadım.
Kahkahanda duydum başka ses.
Ve bugün gördü gözlerim sahte bir prens.
Yitik.
Nereye koyduğumu unuttuğum çoraplarımı aradım.
Kazağımı bulamadım.
Geç kaldım yine provaya ve oynayamadım.
Yapamadım.
Olmuyor Fatma olmuyor.
Olmuyor Fatma olmuyor.
Kaç kez duydum.
Parçalandım.
Ellerimi yüzüme kapadım.
Ellerimi yüzüme kapadım.
İçimden ta içimden bir yerden küfürü bastım.
Bildiğim bütün küfürleri sıraladım ardın sıra.
Lanet ettim adına ve adıma siyah bir kurdele bağladım.
Huzur.
Bildiğim bütün küfürleri sıraladım ardın sıra.
Lanet ettim adına ve adıma siyah bir kurdele bağladım.
Huzur.
Yeni bir kitap okumaya başladım.
Henüz elli yedinci sayfasındayım.
Bir kadeh şarap içtim.
Bir kadeh şarap içtim.
Birkaç eski dostu aradım. Hal hatır sordum.
Yeni edindiğim bir arkadaşa güvendim.
Nevresimini değiştirdim rahatsız yatağımın.
Ve tutulan boynum için bir kas gevşetici daha içtim.
Siktiri çektim aşka hadi oradan dedim.
Tuvalete girdim. Tükürdüm klozetin içine dudağımda kalan tadını.
Onun üzerine de sifonu çektim. Çarptım kapısını. Annemden azar işittim.
Bu aşkın acısını evin kapısından çıkarma dedi. Güldüm.
Bitiş.
Zavallı Kız Kulesi restoran yaptılar seni.
Ve zavallı Galata Köprüsü nerede o eski neşen?
Filmlerde kalmış aşk sahneleri
Yeni edindiğim bir arkadaşa güvendim.
Nevresimini değiştirdim rahatsız yatağımın.
Ve tutulan boynum için bir kas gevşetici daha içtim.
Siktiri çektim aşka hadi oradan dedim.
Tuvalete girdim. Tükürdüm klozetin içine dudağımda kalan tadını.
Onun üzerine de sifonu çektim. Çarptım kapısını. Annemden azar işittim.
Bu aşkın acısını evin kapısından çıkarma dedi. Güldüm.
Bitiş.
Zavallı Kız Kulesi restoran yaptılar seni.
Ve zavallı Galata Köprüsü nerede o eski neşen?
Filmlerde kalmış aşk sahneleri
Nerede kavuşanların yeri Haydarpaşa Garı?
Muhakkak bir tur atardı yeni evliler kesme taşlarında
Ey Çamlıca nerede o aşık çiftler?
Zavallı sevdiğim.
Muhakkak bir tur atardı yeni evliler kesme taşlarında
Ey Çamlıca nerede o aşık çiftler?
Zavallı sevdiğim.
Sevdiğim mi dedim?
Zavallı ben.
Ne!
Ben de kimim?
14 Kasım 2008 Cuma
CANIMSIN ÇOK TATLISIN AMA
Keşke yıldızları indirebilseydim yeryüzüne.
Onlardan koca bir buket sunabilseydim sana.
Ne güller, karanfiller...
Onlardan koca bir buket sunabilseydim sana.
Ne güller, karanfiller...
Sadece yıldızlar.
Gece kokan yıldızlar verilir.
O samimi dokunuşların sahibi ellerin var ya...
Bir elimde güneş bir elimde okyanuslarla gelebilseydim yanına.
Belki biraz anlatabilirdim.
O hem yakan hem üşüten sözlerinin
Bende ne kargaşalar yarattığını.
Gözlerinin yanında sönük kalanları.
Ve git değişinin getirdiği yaralanmaları.
O zaman anlatabilirdim.
Gece kokan yıldızlar verilir.
O samimi dokunuşların sahibi ellerin var ya...
Bir elimde güneş bir elimde okyanuslarla gelebilseydim yanına.
Belki biraz anlatabilirdim.
O hem yakan hem üşüten sözlerinin
Bende ne kargaşalar yarattığını.
Gözlerinin yanında sönük kalanları.
Ve git değişinin getirdiği yaralanmaları.
O zaman anlatabilirdim.
Yüreğin ah o yüreğin var ya...
Sabahsız akşamların korkusunda aydınlığı bulduğum yanında.
Karalarımdan sıyrıldığım omuzunda.
İyi ki doğdun sen.
Karalarımdan sıyrıldığım omuzunda.
İyi ki doğdun sen.
İyi ki varsın bu dünyada.
12 Kasım 2008 Çarşamba
CANIM YANIYOR SENSİZLİKTEN
Kapısına yavru köpekler bırakılmış bir barakanın önündeyim ben.
Elimi kolumu sallayarak geçebilir miyim bu yerden?
Hiç duymuyor olsam.
Elimi kolumu sallayarak geçebilir miyim bu yerden?
Hiç duymuyor olsam.
Gözlerim de kör olsa yüreğim hissetmez mi ?
Terkedilmişler terk edilenlerin çaresizliğini anlamaz mı?
Oysa ben sahile gidiyordum mehtabı seyretmek için.
Olmaz mı dersin?
Ardıma bakmadan yürümek için bu yol çok mu karanlık
Ya da çok mu romantik mehtap, sahil falan?
Ne işi var bu terkedilmişlerin burada?
Hesap sormalı aslında.
Bıktım sizden.
Terkedilmişler terk edilenlerin çaresizliğini anlamaz mı?
Oysa ben sahile gidiyordum mehtabı seyretmek için.
Olmaz mı dersin?
Ardıma bakmadan yürümek için bu yol çok mu karanlık
Ya da çok mu romantik mehtap, sahil falan?
Ne işi var bu terkedilmişlerin burada?
Hesap sormalı aslında.
Bıktım sizden.
Yeter artık yaklaşmayın bana.
Ben gidiyorum yoluma.
Ben gidiyorum yoluma.
Rahat bırakın beni.
Sen de kimsin be adam?
Kaç zamandır farkındayım hep yanımda gezinmektesin.
Nereden çıktın sen?
Sen de kimsin be adam?
Kaç zamandır farkındayım hep yanımda gezinmektesin.
Nereden çıktın sen?
Niye öyle bakmakta gözlerin?
Tanımıyorum seni.
Hayır. Tanımıyorum dedim.
Peki öyleyse ellerini tutmak istiyorum.
Hani nerede, neden yok ellerin?
Hayalimde miydin?
Gülmekteyim.
Sahile gidiyorum mehtabı seyretmek için.
Zamanı yanlış olabilir ama gidiyorum işte.
Kirpiğini ıslatan o yaş benim.
Tanımıyorum seni.
Hayır. Tanımıyorum dedim.
Peki öyleyse ellerini tutmak istiyorum.
Hani nerede, neden yok ellerin?
Hayalimde miydin?
Gülmekteyim.
Sahile gidiyorum mehtabı seyretmek için.
Zamanı yanlış olabilir ama gidiyorum işte.
Kirpiğini ıslatan o yaş benim.
Senin değil hissettiğin.
Evet sorun var.
Evet sorun var.
Şu önümdeki yokuş buraya bunu kim koymuş?
Yorgun yokuşu tırmanmakta.
Yorgun yokuşu tırmanmakta.
Yorgun düşlerine düşler katmakta.
Susturun şu köpekleri korkuyorum.
Susturun şu adamı seviyorum.
Susturun yüreğimi ben yapamıyorum.
Müsaadenizle ben sahile gidiyorum.
Susturun şu köpekleri korkuyorum.
Susturun şu adamı seviyorum.
Susturun yüreğimi ben yapamıyorum.
Müsaadenizle ben sahile gidiyorum.
5 Kasım 2008 Çarşamba
KAYGI(SIZ)
Ardını döndüğünde kaygılarım artmakta.
Nedensiz sandığın, hiçe saydığın aydınlığım kalıyor döndüğün kuytuda.
Kesik yaram yanında kanamıyor sanma.
Düşmüş kırılmış kaç tutunacak bağı varsa hayattan.
Aldanmaktasın dudağımda ki kıvrımlara.
Anladım. Anlamamaktasın içimdeki gizini.
Saklı kalsın istersin.
Nedensiz sandığın, hiçe saydığın aydınlığım kalıyor döndüğün kuytuda.
Kesik yaram yanında kanamıyor sanma.
Düşmüş kırılmış kaç tutunacak bağı varsa hayattan.
Aldanmaktasın dudağımda ki kıvrımlara.
Anladım. Anlamamaktasın içimdeki gizini.
Saklı kalsın istersin.
Sakladığımdan belki.
Tanımıyor olabilirim sevdiklerini.
Bilmiyor olabilirim bildiklerini.
Anlamıyorum sanma hissettiklerini.
Bir patlamanın ortasındayım.
Kulaklarım sağır olmuş gürültüden.
Sen hiç konuşmuyorsun.
Ben hiç susmuyorum.
Senin sessizliğinde benim yersiz kelimelerimle nereye varılabilir?
Olduğumuz yerde kalmalı, yok mu saymalı sence?
Ayılmam gerek etkinden kurtulmak için.
Yanlış yürüyorum sanma sadece adımlarım biraz ürkek.
Kader deyip saklanmakta var elbet.
Senin deyip yüz çevirmek.
Benim sandığım, bunca yüreğime yığılan bu şey ne?
Bu şey neden?
Bu şey kimden?
Karanlıklar.
Kararmaktalar.
Tanımıyor olabilirim sevdiklerini.
Bilmiyor olabilirim bildiklerini.
Anlamıyorum sanma hissettiklerini.
Bir patlamanın ortasındayım.
Kulaklarım sağır olmuş gürültüden.
Sen hiç konuşmuyorsun.
Ben hiç susmuyorum.
Senin sessizliğinde benim yersiz kelimelerimle nereye varılabilir?
Olduğumuz yerde kalmalı, yok mu saymalı sence?
Ayılmam gerek etkinden kurtulmak için.
Yanlış yürüyorum sanma sadece adımlarım biraz ürkek.
Kader deyip saklanmakta var elbet.
Senin deyip yüz çevirmek.
Benim sandığım, bunca yüreğime yığılan bu şey ne?
Bu şey neden?
Bu şey kimden?
Karanlıklar.
Kararmaktalar.
4 Kasım 2008 Salı
YİTİK
Bütün kelimeleri dışarı çıkarmak için geldim yanına.
Vazgeçmedim hayattan, senden, yarına dair ümitlerden demek için.
Yoksulluk yurdumu esir almışsa
Çok sonradan fark ettiğim esaretimde gözlerinin güzelliğine vurulmuşsam
Vazgeçme benden diyebilmek için sokuldum yanına.
Hayatın bütün anlamını anlatmaya çalışsam.
Hep sen, sen, sen diye başlasam cümlelere kızmasan.
Sana bağımlı olsam yanından ayrılmasam.
Git demesen ben hep kalsam.
Başka fikirlerin etkisinde
Ayrı ayrı yaşasak yine ama biz olsak her cümlede.
Üşüdüğümde soğuk bu kadar etkilemese beni
Sen bu kadar sıcak olmasan ben üşümezdim belki
Kaybettiğim.
Kaybetmek istediğim her şeyi kaybettim desem
Vazgeçmedim hayattan, senden, yarına dair ümitlerden demek için.
Yoksulluk yurdumu esir almışsa
Çok sonradan fark ettiğim esaretimde gözlerinin güzelliğine vurulmuşsam
Vazgeçme benden diyebilmek için sokuldum yanına.
Hayatın bütün anlamını anlatmaya çalışsam.
Hep sen, sen, sen diye başlasam cümlelere kızmasan.
Sana bağımlı olsam yanından ayrılmasam.
Git demesen ben hep kalsam.
Başka fikirlerin etkisinde
Ayrı ayrı yaşasak yine ama biz olsak her cümlede.
Üşüdüğümde soğuk bu kadar etkilemese beni
Sen bu kadar sıcak olmasan ben üşümezdim belki
Kaybettiğim.
Kaybetmek istediğim her şeyi kaybettim desem
Seni bulsam.
Tüm sevilerimi aldattım haberin olsun.
Haberin olsun atlattım tüm adamları.
Sana kırgın olduğumda sokulacak kimse aramadım.
Ama aradım kırgınlığımda yanımda olmanı.
Başı sonu yok desen.
Deme istemem!
Bakir kalmış nesi varsa hayatımın,
Yorgunluklarımdan arta kalan neyim varsa,
Tekrar tekrar yürüdüğüm yollarda sıkıldığım kaç manzara varsa,
Sen gelsen, yok olsa, senin olsa.
Düşüncem dursun. Kaybolsun yokluğun.
Saçmalasam ben şöyle içimden geldiğince
Akşam haberlerini dinlerken sen bir türkü tuttursam.
Makamsız, yalansız, kaygısız yüreğimle.
Dinle beni kırıldım bugün bugün
Tüm sevilerimi aldattım haberin olsun.
Haberin olsun atlattım tüm adamları.
Sana kırgın olduğumda sokulacak kimse aramadım.
Ama aradım kırgınlığımda yanımda olmanı.
Başı sonu yok desen.
Deme istemem!
Bakir kalmış nesi varsa hayatımın,
Yorgunluklarımdan arta kalan neyim varsa,
Tekrar tekrar yürüdüğüm yollarda sıkıldığım kaç manzara varsa,
Sen gelsen, yok olsa, senin olsa.
Düşüncem dursun. Kaybolsun yokluğun.
Saçmalasam ben şöyle içimden geldiğince
Akşam haberlerini dinlerken sen bir türkü tuttursam.
Makamsız, yalansız, kaygısız yüreğimle.
Dinle beni kırıldım bugün bugün
Yaralandım sensizlikten.
Sensizlikle oyalandım yine.
İçtiğim sigaraların hesabını istese bedenim benden.
Al bu da senin olsun.
Bir kaç fazla kırışık.
Sensizlikle oyalandım yine.
İçtiğim sigaraların hesabını istese bedenim benden.
Al bu da senin olsun.
Bir kaç fazla kırışık.
Birkaç deli öksürük.
Birkaç küfür savursam.
O da kaybolsa gitse.
Sahip olduğum tek hastalık tek sağlıklı yanım sen olsan.
Hayat bu o bitse bile, sen kalsan.
Birkaç küfür savursam.
O da kaybolsa gitse.
Sahip olduğum tek hastalık tek sağlıklı yanım sen olsan.
Hayat bu o bitse bile, sen kalsan.
3 Kasım 2008 Pazartesi
GÜLÜŞÜMDESİN
Gülmek zor değil benim için.
Zor değil hüzünleri gülüşlere çevirmek.
Sihirli bir ayna ya da değnek gerekmez gülmek için.
Yaşam gerek.
Hüzün yüklü geçen saatler olmalı.
Umursamamalı kimse söylediklerimi.
Umursamamalıyım ben hiç kimseyi.
Geçip giden zamana gülebilirim.
Kahkahalarım yıkabilir sessizliği.
Büyüsü gidebilir duyguların.
Yolun sonu yok derken cümle alem
Ben inadına gülüşler ekleyebilirim gecelere.
Yolların duvarlarını yıkabilirim yalan da olsa gülüşlerle.
Kaderin talihsizliğine gülüp geçerim.
Hiç gelir acımasızlığı.
Varsın darılsın bazı insanlar bana
Tanırım yalancı insanları.
Çok mu karışık geliyor gözüne okudukların?
Çok mu karışık geliyor duydukların?
Seni seviyorum ama sevmeyi unutabilirim.
Seni unutabilirim.
Gülüşlerle desem de aldanma
Gülmeyi sen öğrettin gözlerime
Şimdi onları ağlatma.
Yapma!
Talihsiz gülüşlerime ağlayış katma.
Zor değil hüzünleri gülüşlere çevirmek.
Sihirli bir ayna ya da değnek gerekmez gülmek için.
Yaşam gerek.
Hüzün yüklü geçen saatler olmalı.
Umursamamalı kimse söylediklerimi.
Umursamamalıyım ben hiç kimseyi.
Geçip giden zamana gülebilirim.
Kahkahalarım yıkabilir sessizliği.
Büyüsü gidebilir duyguların.
Yolun sonu yok derken cümle alem
Ben inadına gülüşler ekleyebilirim gecelere.
Yolların duvarlarını yıkabilirim yalan da olsa gülüşlerle.
Kaderin talihsizliğine gülüp geçerim.
Hiç gelir acımasızlığı.
Varsın darılsın bazı insanlar bana
Tanırım yalancı insanları.
Çok mu karışık geliyor gözüne okudukların?
Çok mu karışık geliyor duydukların?
Seni seviyorum ama sevmeyi unutabilirim.
Seni unutabilirim.
Gülüşlerle desem de aldanma
Gülmeyi sen öğrettin gözlerime
Şimdi onları ağlatma.
Yapma!
Talihsiz gülüşlerime ağlayış katma.
2 Kasım 2008 Pazar
BİLİRSİN
Bilirsin
Daldığım zaman yalnızlığa gözüm görmez dünyayı
Yokluğun sokulur yanı başıma
Bin kez anlarım sensizliğin soğuk sancısını
Bilirsin
Ağladığım zaman adını sayıklarım
Gel diye
Sev diye
Dünyayı değil elini elime ver diye
Bilirsin
Güldüğüm zaman yalanlar acıtır yüreğimi
Yalandan gülüşlerimi bilirsin
Darağacına astığım sevinçlerimi
Ya bilir misin seni nasıl özlediğimi
Daldığım zaman yalnızlığa gözüm görmez dünyayı
Yokluğun sokulur yanı başıma
Bin kez anlarım sensizliğin soğuk sancısını
Bilirsin
Ağladığım zaman adını sayıklarım
Gel diye
Sev diye
Dünyayı değil elini elime ver diye
Bilirsin
Güldüğüm zaman yalanlar acıtır yüreğimi
Yalandan gülüşlerimi bilirsin
Darağacına astığım sevinçlerimi
Ya bilir misin seni nasıl özlediğimi
21 Ekim 2008 Salı
ALDANIŞIM
Bugün saklambaç oynayan çocukları izledim usulca onlar varlığımdan habersiz.
Sabahın körü dediğim bir vakitte sanki günün diğer saatleri çok yoğunmuşlar gibi oyuna koyulmuşlar. Ben tembel yanımı kendine getirmeye çalışırken onlar nasıl da neşeliydi yerinde durmaz tavırlarıyla. Giyinmek çok vaktimi aldı. Yorucu değil ama oyalayıcı. Ve aynada yüzüm biraz yaşlanmış gibiydi. Kimine göre başındayım. Daha çok yolum var yürümem gereken. Oysa ben geldiğim yolu bile zor aşmışken bunu bilmek beni deli ediyor. Her zamanki gibi otobüse bindim. Şoföre sinirlendim ve işte iş yerindeyim. Sabah toplantıları, klasik çay faslı ve yapmam gerekenler. Tüm siteleri dolaşıp fikir edinmeli bugün de. Yeni bir sayfa oluşturmalı ama nasıl? Neyse kendi sorularıma veremediğim cevapları bekletiyorum hâlâ bir köşede. Sen geldin aklıma nasıl düşüneceğimi şaşırdığım. Hani bir yanı hep eksik kalan, ne olmuşsa olmuş yazanı ölmüş dediğimiz geçmişte saklı herhangi bir şey gibi. Bak işte kış geldi. Yaza daha çok var. Bitirmeden bu mevsimi hayalini kurmaya başladığım sen yazın gelecek misin? Ya bu kış sensiz mi geçecek? Ya ömrümün geri kalan yazları ve kışları ne olacak? Yoksun. Neden varlığını bilmediğim sana özlemim, yaşama isteğim? Hadi unuttum diyelim seni beni özlemez mi hiç deli yüreğin? Aklına gelmez miyim? Öyle olmalı. Bu yokluğun bize senden armağan olduğunu ikimiz de biliyoruz. Sen! Bana yokluğunu veren. Varlığımı daha arama yanında. O çoktan küstü sana. Bir duruşuna bir bakışım, bir gülüşüne bir gözyaşım, bir sana bin bana aldanışım! Küçücük günlerde kocaman umutlarım orada mısın? Yalan bir güneş var penceremde, yalan bir gülüş dudağımda, yalan bir söz dilimde, yalan bir aşk yüreğimde. Ne kadar taşımalı sence? Cesaretsiz adımlarım yolundan döndü işte. Hiç bakmaz mısın olduğum yere? Görmez misin diğer gelenlerden benim gidişimi? Ya bir gün görmek isterse yüreğin nereden bulursun beni? Kırgınlıklarım geri getirir mi düşlerimi? Efkâr mı bunun adı yoksa hasret mi? Efkârım hasretimden mi? İkisinin bileşimi yüreğime ağır değil mi? Kim çek dedi bana öyle mi? İçimde Tazmania 'dan daha yaramaz Safinaz'dan daha vurdumduymaz Tom kadar inatçı Jerry kadar zeki Road Runner kadar hızlı Tweety kadar sevimli bir duygu var sana beslediğim. Bilge Şirine Şirinler Ülkesi' ni terk ediyor sevdiğim hoşça kal. Barney'le Betty olamadık.
GİDECEĞİM AMA BEN
Armağansın gönlüme başka gönüllerden arttığınca.
Yitik kelimelerle dışarı çıkınca sevdiğim son baharsın.
Gördüğüm hayattır gözlerinin içinde.
Derin yalnızlıklardan geldim olduğun yere.
Minik tebessümlerine ortak oldum.
Yitik kelimelerle dışarı çıkınca sevdiğim son baharsın.
Gördüğüm hayattır gözlerinin içinde.
Derin yalnızlıklardan geldim olduğun yere.
Minik tebessümlerine ortak oldum.
Güldüm samimiyetle.
Eline uzanışım yersiz değildir.
Kokuna sarılışım değil boşuna.
Akşamsa akşam sabahsa sabah yanında.
Kırıldım da elbet şu kısacık zamanda.
Sana değil aslında hep bana.
Farklı yerlerden geliyorduk ama düşmüştük aynı boşluğa.
Ve ben çıkmak için tutundum sana.
Diyorsun ya "gideceğim ama ben"
Kalacağını hiç düşünmedim zaten.
Eline uzanışım yersiz değildir.
Kokuna sarılışım değil boşuna.
Akşamsa akşam sabahsa sabah yanında.
Kırıldım da elbet şu kısacık zamanda.
Sana değil aslında hep bana.
Farklı yerlerden geliyorduk ama düşmüştük aynı boşluğa.
Ve ben çıkmak için tutundum sana.
Diyorsun ya "gideceğim ama ben"
Kalacağını hiç düşünmedim zaten.
19 Ekim 2008 Pazar
ADI YOK
Düşmemişti senden önce gönlüme
Alaturka sevdalarla geçirdiğim ömrüme
Aşk.
Değmemişti kimsenin
Seni sevdiğimden beri elleri ellerime.
Yersiz korkularımla seni beklemekteyim.
Kaybolmuş ismim isminin gölgesinde.
Diğerleri gibi değilim.
Dediğin gibi inandım söylediğin her söze.
Yarıda kalmış bütün senaryolarım.
Sonunu izlemekten korktuğum filimler gibisin.
Radyoda dinlediğim şarkıların içinde anlatılan hep sensin.
Hadi bunu bana o söylesin dediğimde gülenlerin hayretindesin.
Seni sevdim.
Yorgun düşmüş hayatına tutuldu hislerim.
Sağanak yağmurlar gibi birden geldin.
Derin yalnızlıklarımın kuytusunda
Adını koyamadığım kahramanımsın.
İçimden, benden, gizimsin.
Seni sevdim.
Alaturka sevdalarla geçirdiğim ömrüme
Aşk.
Değmemişti kimsenin
Seni sevdiğimden beri elleri ellerime.
Yersiz korkularımla seni beklemekteyim.
Kaybolmuş ismim isminin gölgesinde.
Diğerleri gibi değilim.
Dediğin gibi inandım söylediğin her söze.
Yarıda kalmış bütün senaryolarım.
Sonunu izlemekten korktuğum filimler gibisin.
Radyoda dinlediğim şarkıların içinde anlatılan hep sensin.
Hadi bunu bana o söylesin dediğimde gülenlerin hayretindesin.
Seni sevdim.
Yorgun düşmüş hayatına tutuldu hislerim.
Sağanak yağmurlar gibi birden geldin.
Derin yalnızlıklarımın kuytusunda
Adını koyamadığım kahramanımsın.
İçimden, benden, gizimsin.
Seni sevdim.
Aşkın altında, üstünde tüm sevmelerin.
Gülümsemelerimle maskeledim kıskançlıklarımı.
Beni kıskandığını söylediğinde hayretle sevindim.
Seninle anlamlı kıldım hayatı.
Gülümsemelerimle maskeledim kıskançlıklarımı.
Beni kıskandığını söylediğinde hayretle sevindim.
Seninle anlamlı kıldım hayatı.
Sana rüyalar gördüm, sana irkildim.
Sen şimdi uzakta başka bir şehirde
Sen şimdi uzakta başka bir şehirde
Başka bir gönülde bilirim eğlenmektesin.
Gönlüm biliyor gerçeği.
Ben senin gelişine kurulmuş saatlerimle beklemekteyim.
Ya gelmezsen diye tetikte duran korkularıma söz geçirmek mümkün mü dersin?
Sen şimdi o yerde başka biriyle, benden çok ötede.
Ben şimdi burada seni düşlemekte ve gerçeğe küsmekteyim
Gelirsin bilirim.
Ama gelip te sever misin emin değilim.
Gönlüm biliyor gerçeği.
Ben senin gelişine kurulmuş saatlerimle beklemekteyim.
Ya gelmezsen diye tetikte duran korkularıma söz geçirmek mümkün mü dersin?
Sen şimdi o yerde başka biriyle, benden çok ötede.
Ben şimdi burada seni düşlemekte ve gerçeğe küsmekteyim
Gelirsin bilirim.
Ama gelip te sever misin emin değilim.
17 Ekim 2008 Cuma
KİRAZ BAHÇESİ
Oradaydın.
Eğilmiş saklanıyordun gözlerimden.
Sürekli beni beklediğin halde geldiğimde kaçıyordun.
Biliyordum.
Sürekli beni beklediğin halde geldiğimde kaçıyordun.
Biliyordum.
En güzellerini bana saklardın topladığın kirazların.
Ve ağaca çıkmamı istemiyordun.
Ha düştü ha düşecek kaygısı tuhaflaştırıyordu seni.
Hep ürkek bakıyordun arsız gözlerime.
Nedensiz küsüyordun.
Hadi barışalım dediğimde anlıyordum
İçinde bizi kutsallaştırıyordun.
Çıplak ayak dolaşmaktan hoşlanıyordum ben.
Sen her yere dikkatle bakıyordun.
"Bu kız öldürecek beni" diye mırıldanırken duydum seni kiraz bahçesinde.
Bu bahar çiçeklerini açarken göremediğim ağaçların
Meyvelerine ellerimi uzatırken ben senden seni çalmışım fark edemedim.
Seni orada bıraktım.
Ben kendime gelemedim.
Lütfen bekleme artık.
Ve ağaca çıkmamı istemiyordun.
Ha düştü ha düşecek kaygısı tuhaflaştırıyordu seni.
Hep ürkek bakıyordun arsız gözlerime.
Nedensiz küsüyordun.
Hadi barışalım dediğimde anlıyordum
İçinde bizi kutsallaştırıyordun.
Çıplak ayak dolaşmaktan hoşlanıyordum ben.
Sen her yere dikkatle bakıyordun.
"Bu kız öldürecek beni" diye mırıldanırken duydum seni kiraz bahçesinde.
Bu bahar çiçeklerini açarken göremediğim ağaçların
Meyvelerine ellerimi uzatırken ben senden seni çalmışım fark edemedim.
Seni orada bıraktım.
Ben kendime gelemedim.
Lütfen bekleme artık.
Bitti mevsim.
Ben kiraz bahçesinde sevdiğin o kız değilim.
Ben kiraz bahçesinde sevdiğin o kız değilim.
15 Ekim 2008 Çarşamba
BİTİM ÇİÇEĞİ
Balıkçının oltasına takıldı umutlarım.
Denizin dibinde yitirilen duyguları ararken
Bir el çekiverdi yeryüzüne.
Ayrı kalma korkusu ve hüzün kokusuyla dolu denizler.
Yosunlar.
Denizin dibinde yitirilen duyguları ararken
Bir el çekiverdi yeryüzüne.
Ayrı kalma korkusu ve hüzün kokusuyla dolu denizler.
Yosunlar.
Gözlerin de orada kaldı.
Ellerin suların akıntısına avuç açacak artık.
Birlikte olmak yok.
Birlikte ağlamak, gülmek.
Bitiyor her şey an geçmesin.
Kargaşaların yarattığı fırtınalarda.
Benden geriye kalan, bitirilen yaşam.
Senin dünyanda denizlerde açan bitim çiçeği
Gözyaşlarım yanında hiç kalır.
Serseri balıkçı.
Serseri yâr.
Ağlıyor denizler diyar diyar.
Ellerin suların akıntısına avuç açacak artık.
Birlikte olmak yok.
Birlikte ağlamak, gülmek.
Bitiyor her şey an geçmesin.
Kargaşaların yarattığı fırtınalarda.
Benden geriye kalan, bitirilen yaşam.
Senin dünyanda denizlerde açan bitim çiçeği
Gözyaşlarım yanında hiç kalır.
Serseri balıkçı.
Serseri yâr.
Ağlıyor denizler diyar diyar.
12 Ekim 2008 Pazar
FATMA
Bugün ben son kez içimde taşıdım seni yalnızlığım.
Fark ettin mi?
Terk etmeyeceğim dediğin yüreğim seni terk etti.
Umutsuz dalgınlıklar bitti bugün.
Yarın diye diye başladım güne.
Fark ettin mi yüreğim?
Başardık işte bitirdik mutsuzluğu.
Bugün doğduk.
Bugün çok mutlu olduk.
Fark ettin mi?
Terk etmeyeceğim dediğin yüreğim seni terk etti.
Umutsuz dalgınlıklar bitti bugün.
Yarın diye diye başladım güne.
Fark ettin mi yüreğim?
Başardık işte bitirdik mutsuzluğu.
Bugün doğduk.
Bugün çok mutlu olduk.
11 Ekim 2008 Cumartesi
GİTME
Gülüşünde saklı hayata sarılmalarım.
Nedensiz sevmenin eşiğinde
Nedeni bir dünya gerçekten hayale yolculuğumsun.
Dünya içine düştüğümden beri
Beni sancılara salan.
Seni karşıma çıkaran.
Geldiğim yerden uzakta.
Gülüşünde hayatın bütün tatları
Baharatları gizli.
Seninle ben olmak.
Beni anlamlı kılan sen olmak.
Kandıran kalbimin çocukluğunda seninle
Aklıma geleni yazdım yine.
Noktası virgülü olmadan.
Şimdi ünlem kullanmak istiyorum.
Gitme!
Nedensiz sevmenin eşiğinde
Nedeni bir dünya gerçekten hayale yolculuğumsun.
Dünya içine düştüğümden beri
Beni sancılara salan.
Seni karşıma çıkaran.
Geldiğim yerden uzakta.
Gülüşünde hayatın bütün tatları
Baharatları gizli.
Seninle ben olmak.
Beni anlamlı kılan sen olmak.
Kandıran kalbimin çocukluğunda seninle
Aklıma geleni yazdım yine.
Noktası virgülü olmadan.
Şimdi ünlem kullanmak istiyorum.
Gitme!
8 Ekim 2008 Çarşamba
MESAFE
Zamanı sensiz gerilere atarken
Yol alıyorken yenilere
Takılıp kalıyorum adına.
İmkansız kılan varlığını benim dünyama
Yasaklayan yaralanmalardan kurtulup sana gelmek.
Olsan burada diye başlayan cümlelerimi sensizliğimde düşler tamamlıyor.
Dönüyorum yanıma sen sandığım başkası
Başka türlü bakıyor pişmanlığıma.
Bitiremezken kendimle kavgalarımı
Sensizliğe saplanıp kaldım ya acıtıyor canımı.
Neden bu kadar uzaksın?
Neden ben sana yakın değilim?
Gelmeye çalışsam sana varabilecek miyim?
Gönlümde olanı senden alabilecek miyim?
Uzağım.
Yine peş peşe içiyorum sigaraları.
Çay istiyorum; demli, sıcak.
Seni hatırlatan duygularla yudumlanacak.
O açık çay içiyor ve gülüyor olur olmaz her şeye.
Yazık diyorum içimden sen olmaya çalışan sen olamayan herkese.
Kırgın aşklar oyunu oynuyorum.
Körebe oynar gibi.
Onlar bilmiyor gözlerimi açtığımda seni görmek istediğimi.
Bende görmüyorum onları.
Seni yakalamak varken uğraşmaya değer mi?
Uzaksın işte.
Akşam serinliğinde tenime ortaksın.
Sana uyuyup sana uyanan gönülde
Aklımda kalan tek aşksın.
Takılıp kalıyorum adına.
İmkansız kılan varlığını benim dünyama
Yasaklayan yaralanmalardan kurtulup sana gelmek.
Olsan burada diye başlayan cümlelerimi sensizliğimde düşler tamamlıyor.
Dönüyorum yanıma sen sandığım başkası
Başka türlü bakıyor pişmanlığıma.
Bitiremezken kendimle kavgalarımı
Sensizliğe saplanıp kaldım ya acıtıyor canımı.
Neden bu kadar uzaksın?
Neden ben sana yakın değilim?
Gelmeye çalışsam sana varabilecek miyim?
Gönlümde olanı senden alabilecek miyim?
Uzağım.
Yine peş peşe içiyorum sigaraları.
Çay istiyorum; demli, sıcak.
Seni hatırlatan duygularla yudumlanacak.
O açık çay içiyor ve gülüyor olur olmaz her şeye.
Yazık diyorum içimden sen olmaya çalışan sen olamayan herkese.
Kırgın aşklar oyunu oynuyorum.
Körebe oynar gibi.
Onlar bilmiyor gözlerimi açtığımda seni görmek istediğimi.
Bende görmüyorum onları.
Seni yakalamak varken uğraşmaya değer mi?
Uzaksın işte.
Akşam serinliğinde tenime ortaksın.
Sana uyuyup sana uyanan gönülde
Aklımda kalan tek aşksın.
2 Ekim 2008 Perşembe
BAYRAM
Birlikte gülmenin değerini anlatmak zor. Birimizin karası varken diğerimizin pembelerine sarılmak için gerek yok davete. En minik yürekten en büyüğüne hep benzer heyecan. Kapı arkası konuşmalarımızın ayyuka çıktığı, kahkahalarımızın gürültüsünde bol sarılmalı bir bayramdı. İçimizdeki coşkunun yansıdığı gözlerimizde biriken uykusuzluğa rağmen sabahı bulan birlikteliğimizde hep olduğu gibi sevgi vardı. Yarınlarda daha da büyüyerek çoğalacağımızı biliyorum. Yeni gülüşler ekleyeceğiz hayatlarımıza. Bazen de yaşlar olacak elbet ama biz hep bir arada olacağız. Yeni gelenlere sarılarak eskimeyen birlikteliğimize yeni heyecanlar katacağız. Hayatıma kattığınız anlamı, samimiyetinizi, gülümsemenizi, küsmenizi, sarılmanızı, aşık olmanızı seviyorum kuzenlerim. İyi ki varsınız.
30 Eylül 2008 Salı
SEVME ÖNCESİ
Ne anlatacak kadar çok kederim.
Ne susacak kadar dilsiz yüreğim.
Ardında kalan yolların birinde ardından gelmeyenim.
Sıkıştırılmış hüzünler demeti elimde
El sallıyorum gidenlere.
Kalanlar şaşırıyor.
Ne zaman sevmek oldu bu ayrılığın öncesi?
Ayrılmak için gerekmiyor kavuşmak.
Direkt ayrılıkla başladık zaten diyorum.
Ayrı bir ayrılık mevsimiydi.
Bize özel bize hastı güneşi.
Unuttum diyorum iki kapı arası vitrin arkası sessizliği
Onu unutmak ne ki?
Markete sipariş verildi bile iki kutu mendil gerekli.
Yarısı gözyaşıma yarısı yeni aşkıma.
Ne zaman oldu bu ayrılık?
Sevme öncesi.
Minik kıvılcımların yetmediği
Gülümsemelerin kâr etmediği gönüle
Gönülsüz isteklere hoşça kal dedim işte.
Küçük kelimelerle konuşuyorum büyümüş aşkımın yanında.
Usul usul yürüyorum yarına.
Unut dedim anılara.
Yalnızlık içimden benden bir parça.
Sığınaklar istemiyorum bu defa.
Ne zaman oldu bu ayrılık?
Sevme öncesi.
Ayrı bir ayrılık mevsimiydi.
Bize özel bize hastı güneşi.
Ne susacak kadar dilsiz yüreğim.
Ardında kalan yolların birinde ardından gelmeyenim.
Sıkıştırılmış hüzünler demeti elimde
El sallıyorum gidenlere.
Kalanlar şaşırıyor.
Ne zaman sevmek oldu bu ayrılığın öncesi?
Ayrılmak için gerekmiyor kavuşmak.
Direkt ayrılıkla başladık zaten diyorum.
Ayrı bir ayrılık mevsimiydi.
Bize özel bize hastı güneşi.
Unuttum diyorum iki kapı arası vitrin arkası sessizliği
Onu unutmak ne ki?
Markete sipariş verildi bile iki kutu mendil gerekli.
Yarısı gözyaşıma yarısı yeni aşkıma.
Ne zaman oldu bu ayrılık?
Sevme öncesi.
Minik kıvılcımların yetmediği
Gülümsemelerin kâr etmediği gönüle
Gönülsüz isteklere hoşça kal dedim işte.
Küçük kelimelerle konuşuyorum büyümüş aşkımın yanında.
Usul usul yürüyorum yarına.
Unut dedim anılara.
Yalnızlık içimden benden bir parça.
Sığınaklar istemiyorum bu defa.
Ne zaman oldu bu ayrılık?
Sevme öncesi.
Ayrı bir ayrılık mevsimiydi.
Bize özel bize hastı güneşi.
29 Eylül 2008 Pazartesi
GİT
Git.
Uzağımda adımlarına tohumlar ekme çabasından kurtar beni.
Akşamdan kalma uykusuzluğunla gözlerine bakmaktan yoruldum.
Bitsin çarşı pazar seni arama isteğim.
Melodilerinde saklı kaldığın şarkılarını dinlemekten vazgeçeyim.
İsimsiz notlarına anlamlar katarken sen ismimi özgür bırakayım.
Çocukların sabah gürültüsüne yankı olayım.
Toprak koksun her yağmurdan sonra buralarda kokundan başka
Kalmanı aklımdan çıkarayım.
Vazgeçme oyununda uykuya dalayım.
Yoruldum incinmekten, bıktım bu yersiz gidişlerden.
Terkedilmiş olayım.
Terk olayım.
Git.
Uzağımda adımlarına tohumlar ekme çabasından kurtar beni.
Akşamdan kalma uykusuzluğunla gözlerine bakmaktan yoruldum.
Bitsin çarşı pazar seni arama isteğim.
Melodilerinde saklı kaldığın şarkılarını dinlemekten vazgeçeyim.
İsimsiz notlarına anlamlar katarken sen ismimi özgür bırakayım.
Çocukların sabah gürültüsüne yankı olayım.
Toprak koksun her yağmurdan sonra buralarda kokundan başka
Kalmanı aklımdan çıkarayım.
Vazgeçme oyununda uykuya dalayım.
Yoruldum incinmekten, bıktım bu yersiz gidişlerden.
Terkedilmiş olayım.
Terk olayım.
Git.
28 Eylül 2008 Pazar
DİYORSUN Kİ
Senden sonra yıkıldı gönlümün düzeni.
Seni sevme telaşında kaybetti kendini.
Uyumuyorum geceleri yaşamıyorum günleri.
Adını adımdan çekme, alma benden seni.
Bu yer yıkıntı gittiğinden beri.
Bardağın duruyor öyle bıraktığın gibi üzerinde ismin işli.
Askıda kalmış elbisen kimsesiz çocuklar misali.
Kapattım balkonun kapısını üşüme diye
Söyledim çocuğa getirecek gazetelerini.
Çiçeklerin özlemiş seni
Sevmiyorlar sensizken beni.
Gülüşünün yankısı saklı duvarlarda.
Elinin izi kalmış kapıda.
Kedilere mama veren yok senden sonra.
Konuşamıyorum gözlerimdeki sağanaktan.
Yokluğunla başa çıkamıyorum.
Hala notlar yazıyorum iş dönüşü okuman için
Ve vazgeçtim diyorsun hayattan.
Hayattan vazgeçmek niçin?
Seni sevme telaşında kaybetti kendini.
Uyumuyorum geceleri yaşamıyorum günleri.
Adını adımdan çekme, alma benden seni.
Bu yer yıkıntı gittiğinden beri.
Bardağın duruyor öyle bıraktığın gibi üzerinde ismin işli.
Askıda kalmış elbisen kimsesiz çocuklar misali.
Kapattım balkonun kapısını üşüme diye
Söyledim çocuğa getirecek gazetelerini.
Çiçeklerin özlemiş seni
Sevmiyorlar sensizken beni.
Gülüşünün yankısı saklı duvarlarda.
Elinin izi kalmış kapıda.
Kedilere mama veren yok senden sonra.
Konuşamıyorum gözlerimdeki sağanaktan.
Yokluğunla başa çıkamıyorum.
Hala notlar yazıyorum iş dönüşü okuman için
Ve vazgeçtim diyorsun hayattan.
Hayattan vazgeçmek niçin?
SENDEN SONRA
Bahar senden sonra bende mevsim
Dallarımı basan çiçeklerin kokusunda saklı tenin.
Dallarımı basan çiçeklerin kokusunda saklı tenin.
27 Eylül 2008 Cumartesi
BİZ
Seninle ben
Hayatın ucunda
Seninle ben
Bir bakışta
Seninle ben
Derin soluk alışta
Seninle ben
Çaresiz susuşta
Seninle ben
Zamansız boşlukta
Seninle ben
Gün doğarken
Seninle ben
Birleşirken
Seninle ben
Ayrılırken
Seninle ben
Konuşurken
Seninle ben
Korkuyorken
Seninle ben
Sarılırken
Seninle ben
Geçmişten kaçarken
Seninle ben
Geleceğe bakarken
Seninle ben
Başlarken
Seninle ben
Biterken
Seninle ben
Bizden habersiz
Seninle ben
Yaz akşamlarına hasret
Seninle ben
Kış
Seninle ben
Seninle ben
Yarım kalmış
Seninle ben
Yalnız
Seninle ben
İmkansız
MERDİVENDE
Bir dal sigarayla paylaştım duygularımı
Yokluğunda imdadıma yetişen.
Geri dönmeni bekledim o merdivende
Utandım arkadaşlardan ağlarken.
Sen merdivenlerden indin gülerken.
Sesin uzaklaştıkça benden damlalar haykırdı ardından.
Duymadın.
Elimi bıraktı ya ellerin
Kapadın ya gözlerini
Arkanı dönüp gittin ya
Yıktın ya yüreğimi bu kaçıncı defa
Yine fax çektim ardından yine içtim sigaramı.
Yine güzeldi kuşlar, ağaçlar, yalancı da olsa insanlar.
Yine güzeldi Elif güleyim diye çabalarken.
Dudağından döküldü mısralar.
Ey gönlüm diye başladı sonu gelmedi.
Herkes sonunu kendi getirdi.
Sen gittin ardında ben kara bir yığın.
Öfkeli biliyorum öfkeli ama
Ayseda suskun.
(Nisan 2000)
Yokluğunda imdadıma yetişen.
Geri dönmeni bekledim o merdivende
Utandım arkadaşlardan ağlarken.
Sen merdivenlerden indin gülerken.
Sesin uzaklaştıkça benden damlalar haykırdı ardından.
Duymadın.
Elimi bıraktı ya ellerin
Kapadın ya gözlerini
Arkanı dönüp gittin ya
Yıktın ya yüreğimi bu kaçıncı defa
Yine fax çektim ardından yine içtim sigaramı.
Yine güzeldi kuşlar, ağaçlar, yalancı da olsa insanlar.
Yine güzeldi Elif güleyim diye çabalarken.
Dudağından döküldü mısralar.
Ey gönlüm diye başladı sonu gelmedi.
Herkes sonunu kendi getirdi.
Sen gittin ardında ben kara bir yığın.
Öfkeli biliyorum öfkeli ama
Ayseda suskun.
(Nisan 2000)
SAHTE
Kimse gerçek değil.
Sahte üstüne düşler kurduğun hayat.
Sahipsiz aşklar birikintisi
Aldanış oyunu sahnedeki
Gülme eyleminde dudaklarının sahte kıvrımları
Adı sanı yok birlikteliklerin.
Gönlüne dert düşen derde salıyor dertsiz sandığını.
Yarım ağız söylenen cümlelerin ortağı diller.
Demode yerinde istekler.
Yersiz şikayetlerin birleştirdiği bakışlarda
Başkalaşmalar moda.
Elini uzattığın el onun değil.
Senin değil uzatma isteğin.
Yalnızlığın kimsesi çok artık.
Adam akıllı yalnızlıklar kapalı kuytularda.
Adını sahte adların yanına koyma isteğin yersiz değil.
Bunca aldanışın bunca oyunun içinde
Yalan olduğunu düşünmen yalan değil.
Kimse gerçek değil.
HADİ GİT
Hadi git.
Zaten hiç gelmedin ki
Bakışın vardı düşmandın dostum olmadın ki hiç
Uzaktın yakınlaşmadık sevgisiz.
Hadi git.
Bakışın vardı düşmandın dostum olmadın ki hiç
Uzaktın yakınlaşmadık sevgisiz.
Hadi git.
Buralar bana hep sensizdi sana bensiz.
Bundan sonra ne fark eder yapabilir bizsiz
Hadi git.
Bundan sonra ne fark eder yapabilir bizsiz
Hadi git.
Yüreğim alışmasın varlığına
Gülme konuşma daha fazla
Etkilenmemek olanaksız etkilenmek hata
Hadi git.
Ardında kalanlara birkaç anı bırak
Ve bana dostluğun yeter düşman olmadığımızı hatırlat.
Hadi git.
Gülme konuşma daha fazla
Etkilenmemek olanaksız etkilenmek hata
Hadi git.
Ardında kalanlara birkaç anı bırak
Ve bana dostluğun yeter düşman olmadığımızı hatırlat.
Hadi git.
Gün ışığı terk ederken buraları
Bırak sensiz tadına varsın yalnızlığım gecenin.
Çok geç birleştik ama boş ver kader diyelim.
Hadi git.
Bırak sensiz tadına varsın yalnızlığım gecenin.
Çok geç birleştik ama boş ver kader diyelim.
Hadi git.
Ama unutma beni.
Kırgınlıkları, barışları, gülüşleri
Paylaştık bazı şeyleri adı neydi?
Hadi git.
Kırgınlıkları, barışları, gülüşleri
Paylaştık bazı şeyleri adı neydi?
Hadi git.
Zaten hiç gelmedin ki
26 Eylül 2008 Cuma
NİHAYET SEN
Zamanın yüreğine yıktığı aldanışları atlatmak için
Yalanlara sarılışların boşuna olduğunu anladığında
İnadına birileri çoğalırken sen tek kaldığında
İçtiğin çayın şekerini bir türlü ayarlayamadığında
Gülmek canını acıtmaya başladığında
Güneş ısıtmadığında yağmur ıslatmadığında
Geceler uzayıp günler kısaldığında
Gerçekler bitip hayaller başladığında
Sebepsiz yaşların zamansız baskılarında
Yalnızlığın senden daha arsız olduğunu anladığında
Kalbinle aklın ayrı yolları aynı kişi için seçtiğinde
Kendin olmaktan çıkıp ben olmaya başladığında
Her tabelada ismimi okuduğunda
Her yol bana çıktığında
En sonunda karar verip yoluma adım attığında
Hiç korkma ben gibi gel.
Gel ki anla daha yolun başında olduğunu
Gel ki anla benim yokluğumu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)