12 Kasım 2008 Çarşamba

CANIM YANIYOR SENSİZLİKTEN

Kapısına yavru köpekler bırakılmış bir barakanın önündeyim ben.
Elimi kolumu sallayarak geçebilir miyim bu yerden?
Hiç duymuyor olsam.
Gözlerim de kör olsa yüreğim hissetmez mi ?
Terkedilmişler terk edilenlerin çaresizliğini anlamaz mı?
Oysa ben sahile gidiyordum mehtabı seyretmek için.
Olmaz mı dersin?
Ardıma bakmadan yürümek için bu yol çok mu karanlık
Ya da çok mu romantik mehtap, sahil falan?
Ne işi var bu terkedilmişlerin burada?
Hesap sormalı aslında.
Bıktım sizden. 
Yeter artık yaklaşmayın bana.
Ben gidiyorum yoluma.
Rahat bırakın beni.
Sen de kimsin be adam?
Kaç zamandır farkındayım hep yanımda gezinmektesin.
Nereden çıktın sen?
Niye öyle bakmakta gözlerin?
Tanımıyorum seni.
Hayır. Tanımıyorum dedim.
Peki öyleyse ellerini tutmak istiyorum.
Hani nerede, neden yok ellerin?
Hayalimde miydin?
Gülmekteyim.
Sahile gidiyorum mehtabı seyretmek için.
Zamanı yanlış olabilir ama gidiyorum işte.
Kirpiğini ıslatan o yaş benim.
Senin değil hissettiğin.
Evet sorun var. 
Şu önümdeki yokuş buraya bunu kim koymuş?
Yorgun yokuşu tırmanmakta.
Yorgun düşlerine düşler katmakta.
Susturun şu köpekleri korkuyorum.
Susturun şu adamı seviyorum.
Susturun yüreğimi ben yapamıyorum.
Müsaadenizle ben sahile gidiyorum.

1 yorum:

Adnan Kızgın dedi ki...

merhaba.aşk kavuşamamaktır devamlı gel gitler arsında arayışlardır.en önemlisi kaybetme korkusudur.güzel yazmışsınız.tebrik.ederim..