Bugün seni seyrettim uzun uzun.
Öylece baktım kıyılarına.
Yürüdüm de yürüdüm.
Çakıl taşlarının gıcırtısı eşliğinde başladım mırıldanmaya
Hayallere daldım.
Sonra ayakkabılarımı çıkardım.
Üşütür müyüm acaba diye bir an düşünsem de
Önce kumsalına ardından serin suyuna adımımı attım.
İçim titredi kabul.
Bir iki zıplar gibi oldum ama alıştım.
Biraz da böyle yürüyeyim dedim.
İki ileri üç geri ya da en fazla üç ileri bir geri
Keşke sudan bu kadar korkmasaydım.
Keşke yüzmeyi bilseydim.
Ne çok kulaç atardım kim bilir diye geçirdim içimden.
Ufkuna baktım .Nasıl güzel.
Gözlerimi kapattım.
Yüzdüğümü düşündüm.
Yüzdüm yüzdüm.
Yorulmak nedir bilmeden,bıkmadan.
Her kulaçta tarifsiz bir hazla ,heyecanla ,aşkla
Martıların da bu anı bekliyormuş gibi eşlik ettiler bana
Yarıştık onlarla
Kıyıya dönmemek üzere , sonsuzluğa...
O kadar çok yüzünce acıktık tabi
Hemen dedi martılarından biri bekleyin beni
Gitti bir kanat dolusu simit getirdi
Vapurlarından öyle çok simit atılıyormuş ki hiç aç kalmayız dedi
Afiyetle yedik.
Ne yalan söyleyeyim. Bu simit denen şey bir harika
Biliyor musun ?
Balıklarınla da arkadaş olduk.Çok sevdik birbirimizi.
Yalnız birkaç tanesi biraz mızıkçı çıktı.
Biraz da huysuz kimisi
Ama sevdik birbirimizi
Yemekti , oyundu , sohbetti derken
Nasıl geçti saatler anlamadık
Bir deniz anası çok güldürdü bizi
İki kıraçanın arasını yaptık
Bir yunus şarkılar söylerken delice dans etti ıstakozlar
Bu kadar yeter dedim.Kıyıya dönmeliyim.
Hayır dediler hep birlikte , kal bizimle
Hem bir bilsen dedi biri nasıl güzel oluyor burada akşamlar
Yıldızları anlattı bir diğeri coşkuyla
Yok neymiş kocaman gözleri varmış yıldızların
Çok ta güzel gülüyorlarmış üstelik
Biraz kikirdekler dedi araya girdi bir uskumru
Olsun derken bir diğeri
Akşam çöktü üstümüze usulca
Saçlarıma doluştu yakamozlar
Ay bir öpücük kondurdu yanağıma
Bir tatlı yel tuttu ellerimden
Kıvrıldık olduğumuz yere sarıldık uyuduk kırlangıçlarla.
Bugün seni seyrettim uzun uzun.
Bıraktım kendimi sonsuzluğuna.