30 Temmuz 2025 Çarşamba

PRENSESİN TAKUNYASI

 tık tık tık 

Modası geçmiş  yazlık bir  şarkının nakaratına eşlik ediyor adımları

Bir elinde salya sümük anılar bir elinde kahkaha

Sokağın gürültüsü kimin umurunda 

Pervazları toz toprak içinde,  içine içine çarpıp duruyor pencere 

İçinde uyumsuz, vazgeçmiş, bıkmış bir yara kanamakta

Hızlıca kapatsa işe yarar mı acaba?

tık tık tık 

Derin bir ayrılık yuva edinmiş bağını bahçesini

Adımlarının sesi ondan böyle sağır edici, börtü böcek korkuda 

Bir ah etse solacak çayır çimen

Ha güldü ha gülecek derken...

Nefesi kesilene kadar koşmak, kaçmak  hevesi var belli 

Bir cesaret ardına bakmadan koşsa unutabilir mi? 

tık tık tık

Zarflara sığmayan acemi mektuplar yazıyor  akşam sefalarına yaslayıp umutlarını

Alelade bir gün, geceyle birlikte  mucizeye dönüşsün istiyor

Okuduğu kitaplardan kaldırıp başını dalıyor maziye uzun uzun

Dudağında  yabancı bir gülümseme, kalbinde tanıdık bir hasret 

Derin bir sessizlikle aralarken anılarının kapısını  duyulabilir mi?

tık tık tık 








Hiç yorum yok: