Akşam üstü bir kadın bir fincan kahvesini yudumluyor.
Bir yudum kahve bir nefes sigara...Tekrarlıyor.
Dışarısı günlük güneşlik.
İçerisi kar kıyamet.
Köşede seyyar bir balıkçı bağırıyor.
Mercan var, mezgit var, levrek var.
Bir taksi yanaşıyor öteye
Gencecik bir kız, yüreğinin kıpırtısı caddelere taşarken
Beşiktaş lütfen diyor.
Uzaklaşıp gidiyor.
Karşı pencerenin kuşlarına takılıyor gözü.
Bugün, olduklarından daha neşeli mi ne diye düşünüyor kadın.
Beyaz bluzuna damlayan kahvesine aldırış etmeden gülümsüyor.
Evinin içinde kocaman bir gölge sessizlik.
Soğuk mu soğuk duvarları sarıyor.
Karşı pencerenin kuşlarının sesi de olmasa
Büsbütün çıldıracağını düşünüyor bu hayatta.
Bir an hatta çoğunlukla kayboluyor yalnızlığında.
Bir, iki, üç, dört...
Saymayı bırakıyor zira yetişemiyor kanat çırpmalarına
İki kumru oynaşıyor diğerleri sonsuz bir neşeyle şarkılar mırıldanmakta.
Kapatıyor gözlerini eşlik ediyor onlara.
Mis gibi bir meltem saçlarını okşuyor.
Yüreğinde bir ferahlık, bir kavuşma heyecanı.
Açık penceresinden içeri kuşlar doluşuyor.
Karşı pencerenin kuşları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder