Ayaklar altına serdiğin yeter deyip onurumuza attık tokadı.
Nasıl bir yıkılıştı.
Ne devrilmeydi o son kelimenin yokluğunda?
Nasıl bir iç çekişti seninkisi ?
Ey namert!
Ey yüzü bulanık gönlünden.
Taşırdığın derelerin azgın yataklarında ipini çeken celladın dilinde
Ölüm sana yakışacak en çok.
Ölüm seni paklayacak karaladıklarından diye savrulan
Kelimeler tekrara düşerken
Yalvarmamanı çok yerinde bulan bir onay işareti ile vaktidir deyip
Sattım mezarına bedeninin kokuşmuş sevdalı kelimelerini.
Duydunuz mu?
Can verdi bir katil beni katil ederken.
Kayalara sataşan çığlıklarımdan dalgalar umut etmeyin artık.
Elinin kiriydim.
Pasaklı, ucu yırtık elbiselerimle.
Çıkardım üzerimden şaşaalı yalnızlığının içine çeken yalanlarını.
Öyle bir beddua doladım ki dilime başıma yıkılacak cehennem sanırım.
Cezası ağır olacak bu terk eylemine kapılıp oynaşmaların.
Şehirlerin hepsi yıkılacak lanetli gölgelerinde sakladıklarıyla.
Üzerime boşaltacaklar nefretlerini.
Sodom ve Gomora' dan beter olacağım.
Affı mümkün olmayan günahlarımdan sayarken seni
Kahkahamla inleyecek şeytana ait tüm zaferlerinin utanç verici başarısı.
Yerlere saçılan sancılarımızın son çırpınışında
Oraya buraya çarpmalarında
Soluksuz sığındığımız anlardan anılara düşerken
Sana zemheri bana karakış ise olanlar
Farklı yazılan iki acının ortaklığından
Her gün ölüp ölüp dirilen
Bir koca yenilginin sahibiyiz artık biz.
Sana benden çok yakışan var mıydı?
Bana senden çok aşk bakan?
Elvedaya yanaşmayan dilimden sonunu yazarken
Seni inkara zorlayan, benden dışarı salan
Sahipsiz çocuklar gibi kalabalıklar içinde beni arayan gözlerinin akıttığı
Yüreğime taşıp duran
Kabul ettim elvedanı ağlayışından
Sürünerek yüz çeviriyorum.
Hoşça kal dünyadan.
Hiç olduk.
Biliyorum.
2 yorum:
her zamanki gibi süpersin...
yüreğine,kalemine sağlık...
seviyorum seniii
Tatlıcığım teşekkür ederim.
Yorum Gönder