Kendinizle başınızın belada olduğunu anladığınız oldu mu hiç? Ya da aslında bütün devrilmelerinizin öz nedeninin kendiniz olduğunuzu fark ettiğiniz? Yok yok! Boşuna bana şu bunu yaptı o oradan uçtu bu buradan kaçtı demeyin hiç. Yok diyeceksiniz de hemen belirteyim anlaşamamamız muhtemel. Her ihtimali aklımızın bir köşesinde tutarken çok basit fikirleri es geçme nedenimiz çok bilmişliğimizden kaynaklanıyor olabilir mi?
Kendimle küstüğümü fark ettim. Açıkçası yıllardır kendimle küsmüşüm aslında. Kendime sıra hiç gelmemiş ve bunu ben bile isteye böyle yapmışım. Evet öğretilenler, toplum, kurallar, alışkanlıklar vesaire hep bir neden bulmuşum. Sonsuz neden bulma gücü tarifsiz bir iç yenilgisine dönüşmüş ve bunu fark etmemişim.
Küçücük ömrümü daha da küçültmüş; un ufak olsun diye çabalamış, ne kadar da mükemmel parçalanıyor dur şuradan biraz da mısır patlatayım da izlemeye öyle devam edeyim diye seyre dalmışım. Kendi hayatımı izlerken böbürlenmelerimin yerini bu ne saçmalık, bu ne saçmalık diye mırıldanmalar alınca hangi aymaz aklın eseri bu diye sora sora kendime vardım.
Kendinize vardığınızda yine hafiften bir küstahlık esir alıyor insanı. Kendimdeyim, kendimleyim, kendimle çok mutluyum. Kendim de kendim. Canım kendim, mükemmel kendim. Yok abartmıyorum. Kendimizi bulduğumuzu ve sevdiğimizi sandığımız o anlar kayboluşumuzun en karanlık yeri en kuytusu en bir daha bulunamama ihtimalinin çoklaştığı yer. Kimse sana vurmadığı sürece dünyanın en güçlü yumruğuna sahip olduğunu sanmak gibi. Gücümüzün ne kadar da olmadığını, ne kadar yenildiğimizi ufaktan ufaktan anladığımız yer. Burada sükûnetle kalabilmek çok zor. Sakin kalabilmek fena zorlayıcı lakin bunu başarabilirsek o mükemmel manzaraya varmak için ilk adımı atacağımız dönemecin başı da burası. Yani sonrası bütün o karanlığın hep geride kalması. Işık ihtimalinin heyecanı.Bir sürü gün bir sürü gece bir sürü hayal bir sürü gerçek. Yaşadığımız hiçbir şeyin içinden çıkaramayız kendimizi. Yok sayıyorum işte dediğimiz vakit yok olmazlar. Lakin öğrendiklerimizle yepyeni bir gülümsemeye sahip olabiliriz. Hatta daha iyi bir ağlamaya. Fark edebiliriz toprağımızı. Yağmur mevsiminde sulamaktan, yaz günü kış çiçekleri ekmekten vazgeçebiliriz. Dilediğince koşturamasın diye herkes içinde çitle çevirebiliriz. Yabancılar ve satıcılar giremez diye bir tabela da astık mı oh mis. Vay beni mülkiyetçi faşist vay. Malumunuz günümüz çok bilenlerin günü. Ahkâmcı abilerimizden ablalarımızdan bir şey almayalım mı? Kör cahil mi kalalım? Biz ölelim mi ey ahali? Ay burası böyle olmayacaktı sanki.
Sevgili Mükremin abi, sevgili mahallenin en güzel kızı, sevgili her genç kızın rüyası, ilk aşkı aktör, şarkıcı, sevgili anne, sevgili baba, sevgili abi, sevgili kardeş, sevgili eş, sevgili arkadaş, sevgili aşk, sevgili çocuk, sevgili insan başarabilirsin. Kaybolduğun yer seni bulacağın yer. Seni ancak sen bulabilirsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder