21 Temmuz 2013 Pazar

BOŞ BİR SOKAK YÜREĞİM KÖPEK SESLERİ KULAĞIMDA


Işıklar kapanınca çıplak ayaklı serserilerden başka kimse kalmıyor sokaklarda.
Gürültülerine anlam vermek zor.

Adını fısıldadıkları an  her şey değişiyor.
Benim sandığım her uzvum biraz daha senleşip büyüyor gözlerimin önünde.
Aş ırak memleketler gibi hayalleştikçe
Hakimiyetin artıyor.

Konu komşu ölmüş gibi uyuyor.
Kapısını çalacak kimse yok.
Horultularını duysam rahatlayacağım belki
Ama dedim ya ölüm sessizliğinde rüyalar görüyor olmalılar. Hiç sesleri çıkmıyor.

Bir tek çıplak ayaklı serseriler var sokaklarda.
Aman vermiyorlar gözlerimi kapatmama.
Başka vakit yokmuş gibi hep bu saatlerde geliyorlar.
Uğul uğul sarhoş şarkıları mırıldanıp alaycı gülüşlerle oynuyorlar.

Aman  ne komik değil mi, bu sancı?

Fidan bakkal kepengini indirmemiş dükkanın.
Bu gece bir terslik var belli.
Bastırıp duran sıcağa karşın tek dal kıpırdamıyor ağaçlarda.
Oysa  fırtına olacağını dinledim akşam haberlerinde.
Yanlış mı hatırlıyorum. İstanbul'dan bahsetmiyor muydu yoksa?
Hem beynimi kemirip duran bu sesler ne zaman kesilecek?
Şu çıplak ayaklı serserilerin benden istedikleri ne?
Neden buradalar. Neden evimin önünde eğlenip duruyorlar?

Karanlığa çekiyor gülüşleri beni.
Onlardan bir parçaymışım gibi ellerini uzatıyorlar.
Senden hatıra kırık bir toka, renkleri solgun birkaç fotoğraf
Gizli saklı çekmecelerinden çıkmak için çırpınıyor.

Yazık! Bu sessizliğe. Bunca hoyrat harcanmış aşka
Yerle bir olduktan sonra hükmetmeye çalışan adımlara.
Yazık sen gittikten sonra bizi bir araya getirmeye çalışan duaya.
Bu  gece bekçiliğine soyunan hayallere yoldaş olan
Penceremin önüne saklanmış adamlara.

Gözlerimi asıyorum gittiğin yolun sonuna.
Serseriler çığlık çığlığa bağrışmaya başlıyorlar.
Yıkılıyor evler çıkardıkları gürültüden. 
Ağaçlar devriliyor. Denizler taşıyor amansız.
Son buluyor her şey bu imkansız sevda da.

Hiç yorum yok: