3 Kasım 2009 Salı

SOKAK KAPISI "YALNIZLIK"

Gözlerinin önünde,
İp atlamaya çalışan afacan çocuklar gibi,
Zıplayıp dururken,
Bıraktım bedenimi,
Ruhuma batırıp durduğu iğnelerinin kör ucunda,
Kalbim ah etsin diye.

Kin kusarak,
Dilinin altına sakladığı " cezan ağır olacak" diye tehditleri,
O her konuştuğunda " merhaba" diyorlardı oldukları yerden.

Anlat dedi.
Karşı kıyıya gitti geldi çocukluğum.
Cennete erdi geldi fani ruhum.
Sokak ortasında bıraktığı bedenimin çığlığı duyulmasın diye,
Tırpanlandı dilim. Mideme akıyordu bütün kan.
Ekşi, sıcak kanımdan nefreti yutuyordum.

Ağıtlar yakılıyordu içimin bir köşesinde,
Bir yanı boka  batmış böcekler kadar mutlu(!)
Beyazcık bir kız oturmuş, gitme diye ağlıyordu.
Başucumda umut diye ilan ettigim,
Koynuna alıp çaresiz varlığımı, ninnimi söylemeye başladı.

Kaçtık olduğumuz yerden.
Ne o bir cellattı artık,
Ne de ben ölümüne susamış bir ceylan.
Yarım kalan kelimeler hiç kurulmamış cümlelerin hasretiyle yanarken,
Kondurdu alnıma, alın yazımın mührünü.

Hiç yorum yok: