29 Nisan 2009 Çarşamba

PENCEREMDE AŞK

Hep aynı saatte geliyorlar.
Önce aralarında çekinik bir mesafe,
Dudaklarını okumaya çalışıyorum.
Hayranlığım büyüyor.
Duvarında yazılar karşı binanın,
Yazın habercisi yaprakların,
Üst yoldan gürültüyle geçen arabaların eşliğinde,
Ben yığılan bulaşıkları arkamda bırakarak onları izlerken,
Yaklaşıyorlar birbirlerine...
Etrafa gözatıyorum onlardan habersiz,
Olur da biri çıkıp bu aşka sınırlar koymaya çalışır diye,
Ödüm kopuyor.
Evimin dağınıklığına takılıyorum ara sıra,
Sonra boşver diyorum.
Şimdi başka bir yerdeyiz.
Ne kirli sularda, ne yalan sözlerde kaybolan aklığımızı düşünmenin,
Ne de akşamdan kalma dağınıklığa düzen bulma gayretiyle,
Bu aşkı perdelemenin zamanı.
Birileri aciziyetlerinde öldürürken aşkı,
Yeniden doğuşunu seyrediyorum ben..
İçimde solgun yapraklar uçuşuyor dallara,
Tepesi karlı yürek kumsala dönüşüyor,
Kocaman hayatım küçülüyor gitgide,
İrkilip kabusumdan, düşüyorum aşklarının içine..
Henüz mastırını yapmamış,
Galiba gelecek kaygısı da taşımıyor.
Onlar geçinip gidiyorlar kendi evlerinde,
Kız, çocuklarından bahsediyor neşeyle,
Oğlan, ona nasıl sahip çıkacağından..
Gözlerim doluyor belli belirsiz,
Utangaçlığım ele geçiriyor yaralarımı..
Kendi hikayemi iliştirmeye çalışıyorum kıyısından köşesinden,
Olmuyor,
Çünkü evimin önünde aşk liseye gidiyor.
En güzel şarkıları çalıyorum.
Duymalarını sağlamak için aralıyorum balkonun kapısını,
Gülümsüyorlar,
Gülüyorum.
Bu aşka hizmet etmenin verdiği huzurla ,
Alıyorum boş saksımı camın önünden,
Hadi diyorum.
Ağla...
Gitme vakti geliyor aşkın buradan,
El sallıyorum,iki öpücük konuyor yüreğime..
Yarın yeniden diyorum.
Gözlerimin önünde aşk liseye gidiyor.
Aşk hep liseye gitsin istiyorum.

Hiç yorum yok: