Bazen içinden çıkılmaz olur. Kalbin ,aklın bambaşka yönlere gider aynı hızla , dağılırsın. Biraz soluklanmak ,biraz uzlaşmak ,biraz anlamak ve nihayetinde biraz anlaşılmak istersin. Biraz ağlamak, biraz gülmek.
Niyetini kederine kurmuş bir aşık gibi geçip giderken zaman ,ne çok yanılmış olduğuna hayretler ederken , minicik bir yalan kocaman bir fotoğrafta derin bir yarayı kanatır.
İçin tüm tanığıyken olanın bitenin , sesini çalmışlar gibi elinden aranır durur. Söyleyecek çok sözü varmışta ah bir bulabilse şu sesini ,bir yakalayabilse çalıp gideni , bir oh çekecekmiş gibi imalı imalı geçirirken günleri ortalığı talan eden kasırgasını saklamak için susuyor olabilir mi ?
Ah zavallı serzenişler, ah bu ikircikli sanmalar. Kıyısı köşesi yenmiş umutlara tutunmak için gerekli derman gerektiği zaman yoksa ne yapmalı ? Önemli mi kimin kime küstüğü ? Tavşan da dağ da kendi hikayelerinde diğerinden bi haber yaşayıp gitmiyor mu ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder