13 Ocak 2014 Pazartesi

UYDURUKÇU PRENSES

Ülkemin içinden çıkılmaz halleri,sene sonu partileri,masa üzerinde bekleşip duran kitaplar,yarım kalmış satırlar .Uzun lafın kısası umutsuzluğumun tavan yapması için gerekli tüm malzeme var elimde.Hep bir yerden başka bir yere koşturma telaşı,A şehrinden B şehrine yapılan yolculuklar,C şehrine uğrayıp tekrar A şehrine geri dönmeler.Ne kadar hızlı gidersen git aynı trafikte yol aldığımız için istenilen noktaya aslında birbirine eş zamanlarda varmalar.Hep birilerinin birilerine öykünerek,bazen sürtünerek,bazen de birilerinin başka birileri yüzünden sürünerek geçirdiği zamanlar.Hiç okumadığı kitapların kutsallaştırılmış kahramanlarının adını geçirip üstüne  orta yerde kendince gizli kaçak aşk oyunları oynayanlar.Özünde varmış yerine özü yokmuş( burada  y harfi yerine isteyen b getirebilir)  diye noktalanan cümleler.Mutlu mesut hayaller kurdururken  en sevgili saydığının birden sandığın adam/kadın olmadığını çok gereksiz bir sızıyla öğrenmeler.İdeallerine ulaşmak için çıktığın yolda defalarca düşüp düşüp kalkmalar.Yara bere içindeyken bile gülümseyebildiğin için mutlu olmalar.Bir yokluktan mucizevi bir şekilde bolluğa, berekete uyanma hayalleri.Hiç haklı çıkmasını istemediğiniz ellerin,yakınların,arada derede kalanların can sıkan haklılıkları.Tükürdüm sana hayat,hadi ordan diyerekten çektiğin kılıcın parlayan ucuna bakıp, kim bileyip duruyor seni diye sormalarda bulmak kendini.Hangi şarkıyı dinlesen kafi derecede bir sızıyla, yok benim gözüme çöp kaçtı yalanını söylediğin için dudağında oluşan kıvrıma teşekkür etmeler.Eşi dostu en anlayışlı halleriyle (!) olur böyle derken bulmalar.
Başka vakitlerde seni duymayan,görmeyen o kalabalık nüfusun meğer ne kadar iyi duyduğunu,ne kadar iyi gördüğünü ha ağladın ha ağlayacaksın diye seyre daldıklarında anlamak,mağdurluğu gururuna yediremeyen yüreğine ağır gelir.Zeynep'in dediği gibi çay içmek gerek böyle vakitlerde.Bir çay mutlaka iyi gelir.Hem çaysız Zeynep,Zeynepsiz çay olur mu hiç? Bir gülümseme filizlenir dudağının kenarında,bir ışık yanar gözlerinde,mutlu bir türkü mırıldanırsın belki de.
Uyduruktan bir masalda uyduruktan bir prens uydurukçu prensese yarınlar dolu şarkılar söylemiş kime ne? Kime ne,ha bitti ha bitecek diye beklerken  hüznün  bin beteri çalmış kapımı? Kime ne, yakmış canımı? Kime ne, ölü gibi dolaşıp duruyorsam ortalıkta? Şehrin bütün sokaklarını kirleten bir ihanetin baş kahramanıysam kime ne? En sevdiğim şairlerin şiirlerini fısıldıyormuş onların kulaklarına,bana ne?
O varken çiy düşerdi dallarıma,şimdi üzerime düşen her damla kırağı oluyor.Ve gelin görün ki nasıl da görkemli duruyor yokluğum ,yokluğunun yanında.

Hiç yorum yok: