26 Şubat 2025 Çarşamba

GÖZLERİNDEN SONRA GÜLÜŞÜNDEN ÖNCE

 Kuş cıvıltıları saklıyorum kalbimde 

Adının göğünde çırpıyorlar  kanatlarını 


Senin ellerin eski semt pazarları ve  sahilin birinde başını omzuna yaslıyor sevdalıların 

İp atlıyor sokağın bir köşesinde , başka bir köşede su veriyor çiçeklere

Rüzgarlarla ıslıklar çalıyor, şarkılar söylüyor, gülümsüyor.

Nisan senin ellerin bulutlarla yarışıyor, yağmura karışıyor.

Açıyor renk renk baharlara yazlara...

Dağlar aşıyor derelerden taşıyor.

Bak nasıl kıvrım kıvrım yayılıyor senin ellerin.

Senin ellerin şiirler , şairler, hasretler...

Sonsuz ufuklar, ormanlar, hercai menekşeler.

Senin ellerin ıhlamurlar , sarı sümbüller ,limon  ağaçları , nar çiçekleri...

Senin ellerin Gümüşsuyu yokuşu  Beylerbeyi sahili 

Üsküdar Beşiktaş arası vapur seferleri  

Senin ellerin eylül akşamları, kavun kokuları ,martı sesleri ,dalga dalga deniz.

Ege de bir köy kahvesinde  karadut suyu , limonata

Karadeniz'de her dem yeşil yaylalar , al yanaklı çocuklar.

Akdeniz'de sere serpe güneş, kum ,deniz...

İç Anadolu'dan Doğu Anadolu'ya doğu ekspresinde aşk senin ellerin.

Senin ellerin zeytin ağaçları ,defne yaprakları , kiraz dalları...


Kuş cıvıltıları saklıyorum kalbimde

Adının göğünde çırpıyorlar kanatlarını


19 Şubat 2025 Çarşamba

KARŞI PENCERENİN KUŞLARI

 Akşam üstü bir kadın bir fincan kahvesini yudumluyor.

Bir yudum kahve bir nefes sigara ,tekrarlıyor.

Dışarısı günlük güneşlik

İçerisi kar kıyamet.

Köşede seyyar bir balıkçı bağırıyor.

Mercan var ,mezgit var, levrek var.

Bir taksi yanaşıyor öteye 

Gencecik bir kız, yüreğinin kıpırtısı caddelere taşarken 

Beşiktaş lütfen diyor.

Uzaklaşıp gidiyor.

Karşı pencerenin kuşlarına takılıyor gözü

Bugün, olduklarından daha neşeli mi ne diye düşünüyor kadın.

Beyaz bluzuna damlayan kahvesine aldırış etmeden gülümsüyor.

Evinin içinde kocaman bir gölge  sessizlik 

Soğuk mu soğuk duvarları sarıyor.

Karşı pencerenin kuşlarının  sesi de olmasa 

Büsbütün çıldıracağını düşünüyor bu hayatta

Bir an  hatta çoğunlukla kayboluyor yalnızlığında

Bir, iki, üç, dört...

Saymayı bırakıyor zira yetişemiyor kanat çırpmalarına

İki kumru oynaşıyor  diğerleri sonsuz bir neşeyle şarkılar mırıldanmakta

Kapatıyor gözlerini eşlik ediyor onlara

Mis gibi bir meltem saçlarını okşuyor.

Yüreğinde bir ferahlık, bir kavuşma heyecanı

Açık penceresinden içeri kuşlar doluşuyor

Karşı pencerenin kuşları



17 Şubat 2025 Pazartesi

ŞİŞMAN BAKKALIN KARISI

İncecik bir kadın

Soluk benizli

Kara kaşlı 

Kısa boylu

Gülerken hiç görülmemiş

Âdeti değilmiş 

Şişman bakkal karısından çok korkuyormuş 

Sürekli farklı farklı hikayeler anlatıp duruyor mahalleli

Hikayelerin sadece sonu aynı , korkan bir şişman bakkal

Elinde olsa kulaklarından tutup tavana asacak kocasını diyorlar

Yok artık diyor dinleyenlerden biri 

O kadar da değil 

Usturuplu at kardeşim diyemediğine işte 

Şişman bakkalın karısı iyi giyimli 

Ağzı iyi de laf  yapıyormuş hani

Tabi lütfedip konuşursa 

Öyle herkesle konuşmazmış

Babasının da zahireci dükkanı varmış

Hatta şişman bakkalla orada tanışmışlar 

Şişman bakkal hep böyle şişman değilmiş 

O da incecik bir delikanlıymış evlendiğinde

Sonra ne olduysa olmuş üç beş derken...

Ara sıra şeker ,sakız, çikolata falan dağıtırmış çocuklara

Bir gün çocuklardan biri görünce elinde şekerleri

O heyecanla seslenmiş arkadaşlarına 

Koşun koşun ! Çikolata dağıtıyor şişman bakkal amca 

Adı çıkmış şişman bakkala 

Kendi halinde bir adam diyorlar 

Aslında çokta iyi biri 

Gülümsemeyi seviyormuş karısının aksine

Eski günlerine tanık olanlar anlatır ara ara 

Bu da bir şey mi?

Gözlerinin içi gülerdi 

Ne neşeli çocuktu bir bilseniz bu şişman bakkal 

Şimdi bu güldüğü gülme mi ?




15 Şubat 2025 Cumartesi

CEBİNDE AYRILIK TAŞIYAN ADAM

Cebinde ayrılık taşıyan adam 

Düşünceli,

Bir kaldırımdan diğerine mırıldanıyor.

Gelenin geçenin umurunda değil.

Farkında.

Bu biraz canını sıksa da en çok cebindeki şıngırtıya takıyor kafasını.

Her adım attığında şangır şungur.

Yüzünde istemsiz bir tedirginliğe neden oluyor.

Esir alıyor duygularını.

Sokakta cebinde ayrılık taşıdığı belli olmasın diye çırpınan adam,

Kimsenin umurunda değil bunu biliyor.

Bildiği halde tedirgin.

Bir sağa bir sola oflayıp pufluyor.

Geleni geçeni süzüyor göz ucuyla,

Bazılarına alenen uzun uzun bakıyor.

Kimse onu fark etmiyor.

Kimsenin umurunda değil.

Cebindeki şıngırtı arttıkça artıyor.

Kalbinin sesini bastırıyor.

Cebinde ayrılık taşıyan adam

Koyuyor ellerini ceplerine, oturuyor kaldırıma.

Tam bir şey söyleyecek gibi oluyor.

Ne geldiyse dilinin ucuna

Rahatsız olmuş olacak ki susuyor.

Derin derin nefes alıyor.

Bir gören oldu mu diye dilinin ucuna gelenleri, bakınıyor.

Oh be diyor kimsenin umurunda değil.

Kimse beni fark etmiyor.

Cebinde ayrılık taşıyan adam 

Bir kaldırımda 

Öylece

Duruyor.



5 Şubat 2025 Çarşamba

GÜLDÜĞÜM YERDEN BİLDİRİYORUM

Günler geçirdik.

İyi günler.

Kötü günler.

Mutlu günler geçirdik.

Mutsuz günler.

Adıyla seslendim. Döndü, baktı, gülümsedi.

Tomurcuk güllere benziyordu gülümsemesi

Bir bahar tazeliği vardı sesinde

Adımla seslendi. Gülümsedim.

Yabanıl bir papatya bahçesi gibi coştukça coştu kalbim.

Hayretler dolusu bakakaldım.

Her yerden duyulabilirdi kalbimin sesi

Mümkün değildi sevmemesi

Uzattığı eli tutmaması

Kaşına gözüne yanmaması

Bir sabah, bir vapur sesi,  bir martı çağlaması, bir kahve kokusu, bir karınca yuvası

Hüzne bulandı.

Gitti.

Ardında yolsuz evler, neşesiz gülüşler, derin iç çekişler bıraktı.

Adressiz umutlar, kayıp yarınlar, sessiz ağlamalar, sahipsiz yalanlar.

İçimde kusursuz kesikler bıraktı.