25 Şubat 2009 Çarşamba

GÜNEŞ

Bu kadar erken beklemiyordum seni.
Oyalanır yollarda diyordum.
Biraz kara bulut şimşeğini çakar.
Yıldırımlar atar dünyama
Sonra o gelir diyordum.
Bu yanılgı ne mutlu etti beni.
Ansızın gelmen nasıl sevindirdi.
Bir bilsen yüzümde beliren gülüş
Görenlere nasıl hayret dedirtti.
Şimdi ben baharın mis kokusunda
Çiçek tarlasında koşturup oynamaktayım.
Sen geldin uyandım kara uykudan.
Berrak suyunla arınmaktayım.
Gösterdin içimde yanan ateşin
Alevi ne kadar deli ısıtır.
Ben güldüm, sen güldün, onlar ağladı.
Gösterdin sahteler gurursuz ölür.
Hadi yaşa dedin dilediğince
Hadi eğlen gül, güneş yüzünle.
Ne kadar aydınlıksın dedin sen bana
Aydınlık neymiş gördüm sen güldüğünde.
Ne desem hoyrat kalır asil gönlüne.
Sussam da anlasan ne güzel olur.
Ah anladım dedin ılık meltemle
Dilerim bu bahar yazımız olur.

17 Şubat 2009 Salı

BAĞ BOZUMU

Demek gidiyorsun sevdiğim.
Vaktidir diyorsun.
Ardında kalan şımarık gülüşlerime
Sensiz düşler yâr ediyorsun.
Demek gidiyorsun.
Vaktidir diyorsun.
Kırık vazoların kirli sularında
Aç açabildiğin kadar
Dök yapraklarını
Koparılmış kökünden ne de olsa hayatın diyorsun
Sen gidiyorsun.
Olgunlaşacak diye baharda toprakla buluşturduğum
Henüz yazı bulmadan
Meyve vermek için yaratılmış varlığımıza son verip
Vaktidir diyorsun.
Sen gidiyorsun.
Oysa henüz vakti gelmedi.
Daha topraktan ayrılmadı köklerimiz.
Yeterince yeşillenmedi yapraklarımız.
Başka bir toprakta can bulurum diyorsan
Daha kolay açarım
Hep güneşe bakarım diyorsan
Hiç üzüm olur mu erikten?
Hangi yalanın koynunda
Bahçemizin topraklarını ölüme terk ediyorsun?
Söyle sevdiğim
Sen hangi bağ bozumu hülyasında
Bizim bağ bozumumuzu yerle bir ediyorsun?
Sen hangi bağ bozumundan bahsediyorsun?

3 Şubat 2009 Salı

CENNET

Nabzı atmıyordu artık.
Öyle söyledi doktor.
Hedefine kilitlenip bakışıyla vurmuştu katil
Sarı saçlı küçük kızı.
Düştüğü yerde yerle bir olan umutları
Damarlarından çekilirken
Beyaz tenine yakışıksız bir sonla 
Gözü açık giden diğerleri gibi
Yığılmıştı olduğu yere.
Ardı ardına gelen zehir yüklü kurşunlarla.
“Kurtar beni bu yerden” dedi usulca
Son bir çabayla.
Durmak üzereydi kalbi işte o an.
Katil öfkeliydi.
Kıydı sarı saçlı küçük kıza.
Almaya geldiler onu

Gördüm.
Oradan.
Cennetten.
Ağlama dedi bir melek.
Diğeri sildi yaşlarını.
Konuşma dedi bir diğeri
Yorma artık ölmüş bu yüreği.
Sustu sarı saçlı küçük kız.
Susturdu nafile bütün sözleri.
Giderken ardına bakmadı.

Bakmak istemedi.
Gitti.
Devam etti ondan sonra hayat.
Otobüsler seferlerine, insanlar işlerine, öğrenciler okullarına...
Kadınlar lakırdıya daldı. 
Hayat devam etti.
Öldü sarı saçlı küçük kız.
Hiç kimse fark etmedi.
"Nereden geliyorsun?" diye sordular
Sarı saçlı küçük kıza.
Hemen şurası çok uzak değil dedi.
Değdi yüreğime bin alev istemeden.
Yandım, yaralarım geçmeden
Yeter dedi bir katil.
Öldürdü beni.
Cehennemden geliyorum.
Cennette ağlanmaz değil mi?