Bundan binlerce yıl önce...
Bir dere kenarında
Yaz bitip güz başlarken
Gözlerinde siyah kaderi parlayıp duran kuğu
Vazgeçmiş hatıralarından
Unut demiş geçmişi en sevdiği
Unut demiş başka aşka karışan adam
Bundan binlerce yıl önce...
Kalbi heyecanla atan ceylan
Koşar adım düşmüş yollara
Sabahı gece geceyi sabah zor etmiş
Ha vardım ha varacağım derken
Meğer bir bekleyeni yokmuş hasretle sarılmayı bekleyen
Bundan binlerce yıl önce...
Kaybetme korkusu esir almış aslanı
Sesi kısılmış, yüzü eğilmiş, gönlü düşmüş yere
Bir koku gelmiş uzaktan çok uzaktan
İçinde kopmuş kıyamet
Yer kaymış, gök yanmış
Beklemiş çıkıp gelsin diye ötelerden kokusuna meylettiği
Yok gelmemiş, bırakıp gitmiş ellere
Ellerde kalmış
Bundan binlerce yıl önce...
Bir kurtçuk sallanırken salıncağında keyifle
Bahar nasıl zarif serilmiş önüne
Çağlamış durmuş ellerinde şelaleler
Menekşeler selam durmuş
Birlikte oynamışlar
Bulutlara çıkmak mı dersin, aydan atlamak mı
Birinden diğerine koşturup durmuşlar
Bundan binlerce yıl önce...
Bir adam bir kadını sevmiş mi?
Bir kadın bir adama yanmış
Bir adam bir kadına yanmış mı?
Bir kadın bir adamı sevmiş
16 Kasım 2018 Cuma
12 Kasım 2018 Pazartesi
İKİ GÜN ÖNCE
Bundan binlerce yıl önce...
Küçük mağarasında karınca eğilmiş suya
Yüzünü yıkamış
Saçlarını taramış
Bir ıslık çalmış ballı ekmeğini yerken bir taraftan
Sabah kahvesinden bir yudum almış dili yanmış
Yine de devam etmiş keyifle ıslığına
Bundan binlerce yıl önce...
Böğürtlenler arasında uyurken küçük kelebek
Yumurtalı ekmek kokusuyla açmış gözlerini güne
Çayını yudumlamış
Sabah haberlerini izlerken bir taraftan
Bir ses gelmiş dışarıdan
Koşmuş arkadaşlarıyla oyunlar oynamış
Susamış çok susamış
Uzatmış ellerini böğürtlen akan musluklardan kana kana içmiş
Bundan binlerce yıl önce...
Salıncakta sallanırken yaramaz kedicik
Gökyüzü göz kırpmış yanına çağırmış
Birlikte şarkılar söylemişler
Çiçekler toplamışlar saçlarına takmışlar.
Kirazdan küpeler yapıp güneşe tırmanmışlar.
Gülmüşler çok gülmüşler.
Gülerken uyunur mu hiç?
Uyuyakalmışlar.
Bundan binlerce yıl önce...
Miskin miskin gezinirken minik serçe
Yol kenarında bir taş görmüş
Ufacık ama nasıl parlak
Parlak ama nasıl yorgun
Yorgun ama nasıl anlatma heveslisi
Anlat demiş minik serçe
Bundan binlerce yıl önce...
Küçük mağarasında karınca eğilmiş suya
Yüzünü yıkamış
Saçlarını taramış
Bir ıslık çalmış ballı ekmeğini yerken bir taraftan
Sabah kahvesinden bir yudum almış dili yanmış
Yine de devam etmiş keyifle ıslığına
Bundan binlerce yıl önce...
Böğürtlenler arasında uyurken küçük kelebek
Yumurtalı ekmek kokusuyla açmış gözlerini güne
Çayını yudumlamış
Sabah haberlerini izlerken bir taraftan
Bir ses gelmiş dışarıdan
Koşmuş arkadaşlarıyla oyunlar oynamış
Susamış çok susamış
Uzatmış ellerini böğürtlen akan musluklardan kana kana içmiş
Bundan binlerce yıl önce...
Salıncakta sallanırken yaramaz kedicik
Gökyüzü göz kırpmış yanına çağırmış
Birlikte şarkılar söylemişler
Çiçekler toplamışlar saçlarına takmışlar.
Kirazdan küpeler yapıp güneşe tırmanmışlar.
Gülmüşler çok gülmüşler.
Gülerken uyunur mu hiç?
Uyuyakalmışlar.
Bundan binlerce yıl önce...
Miskin miskin gezinirken minik serçe
Yol kenarında bir taş görmüş
Ufacık ama nasıl parlak
Parlak ama nasıl yorgun
Yorgun ama nasıl anlatma heveslisi
Anlat demiş minik serçe
Bundan binlerce yıl önce...
10 Eylül 2018 Pazartesi
GÜNAYDIN GÜLÜCÜĞÜM
Günaydın baharım
Günaydın rengarenk açan çiçeğim
Günaydın kuş seslerim
Günaydın yüreğimde uçuşan kelebek
Günaydın
Günaydın sevincim
Günaydın hasretim
Günaydın ellerine
Günaydın gözlerine
Günaydın
Günaydın çocukluğum
Günaydın büyüyen yanım
Günaydın duam
Günaydın sonsuz aşkım
Günaydın
Günaydın sevdiğim
Günaydın biriciğim
Günaydın gülüşüne
Günaydın sözlerine
Günaydın
Günaydın gökyüzüm
Günaydın gün ışığım
Günaydın her an'ım her yanım
Günaydın çınarım
Günaydın
Günaydın rengarenk açan çiçeğim
Günaydın kuş seslerim
Günaydın yüreğimde uçuşan kelebek
Günaydın
Günaydın sevincim
Günaydın hasretim
Günaydın ellerine
Günaydın gözlerine
Günaydın
Günaydın çocukluğum
Günaydın büyüyen yanım
Günaydın duam
Günaydın sonsuz aşkım
Günaydın
Günaydın sevdiğim
Günaydın biriciğim
Günaydın gülüşüne
Günaydın sözlerine
Günaydın
Günaydın gökyüzüm
Günaydın gün ışığım
Günaydın her an'ım her yanım
Günaydın çınarım
Günaydın
18 Temmuz 2018 Çarşamba
KAĞITTAN KAVUŞMALAR
Ben boynuma sen asarım
Sen kokar
Sen bakar
Sen ağlarım
Dönerim sana doğru
Ayrılık olmaz
Ben koynumda sen uyurum
Sen güler
Sen başlar
Sen görürüm
Dalarım sana doğru
Bitirmek olmaz
Ben yoluma sen katarım
Sen koşar
Sen arar
Sen sorarım
Bakarım ufka doğru
Yorulmak olmaz
Ben gönlümde sen yanarım
Sen sever
Sen özler
Sen baharım
Açarım çiçek çiçek
Vazgeçmek olmaz
Ben dilimde sen anarım
Sen söyler
Sen dinler
Sen çalarım
Söylerim uzun uzun
Susturmak olmaz
Ben ömrüme sen ararım
Sen bilir
Sen kalır
Sen adarım
Beklerim usul usul
Yok sensiz olmaz.
Sen kokar
Sen bakar
Sen ağlarım
Dönerim sana doğru
Ayrılık olmaz
Ben koynumda sen uyurum
Sen güler
Sen başlar
Sen görürüm
Dalarım sana doğru
Bitirmek olmaz
Ben yoluma sen katarım
Sen koşar
Sen arar
Sen sorarım
Bakarım ufka doğru
Yorulmak olmaz
Ben gönlümde sen yanarım
Sen sever
Sen özler
Sen baharım
Açarım çiçek çiçek
Vazgeçmek olmaz
Ben dilimde sen anarım
Sen söyler
Sen dinler
Sen çalarım
Söylerim uzun uzun
Susturmak olmaz
Ben ömrüme sen ararım
Sen bilir
Sen kalır
Sen adarım
Beklerim usul usul
Yok sensiz olmaz.
22 Haziran 2018 Cuma
PETUNYALAR AÇARKEN
...
Ellerin de kayboldu karanlıklarda
Uzun düşlerin ardından dağılırken gece
Bir iki derken saymayı unuttu kalp
Adın neydi, kaç hece?
Yaşanmaz buz zindan yüreğinde.
Soldu cennet çiçekleri daha ölünmez seninle.
Neydi, için için koparıp durduğun
Uçsuz göklerden, denizlerden?
Kaç mevsim hesapladın, kaç bahar çürüttün
Hep aynı yerden böldüğün yürekte ?
Günün gecesi,
Ellerin de kayboldu karanlıklarda
Uzun düşlerin ardından dağılırken gece
Bir iki derken saymayı unuttu kalp
Adın neydi, kaç hece?
Yaşanmaz buz zindan yüreğinde.
Soldu cennet çiçekleri daha ölünmez seninle.
Neydi, için için koparıp durduğun
Uçsuz göklerden, denizlerden?
Kaç mevsim hesapladın, kaç bahar çürüttün
Hep aynı yerden böldüğün yürekte ?
Günün gecesi,
Sen salın.
Sen dolan.
Eğilip bakmam.
Yanı başımda dumanı tüter.
Bir uzak mazide.
Sahi, senin gülüşün neydi?
Sen dolan.
Eğilip bakmam.
Yanı başımda dumanı tüter.
Bir uzak mazide.
Sahi, senin gülüşün neydi?
...
7 Mart 2018 Çarşamba
KADERİM
Hüznüm dökülür yokluğunun değdiği her yere
Tutuşur akşamlarım.
Seninle ben bahara dururum.
Çiçeklenir dallarım.
Ayazım.
Işığım.
Hasretim.
Bin hayalin içinde sana dövünür sularım.
Çoğalırım ellerinde.
Sana uyanırım uykulardan.
Sana yaslanır yorulunca başım.
Kaderim.
Ömrüm.
Yarınım.
Bir sımsıkı sarılmak,
Bir derin kokunu çekmek var yüreğime.
Bir kavuşmak ki başucumda.
Son olsun büyüdüğün benden ötede
Nice senli günlere...
Tutuşur akşamlarım.
Seninle ben bahara dururum.
Çiçeklenir dallarım.
Ayazım.
Işığım.
Hasretim.
Bin hayalin içinde sana dövünür sularım.
Çoğalırım ellerinde.
Sana uyanırım uykulardan.
Sana yaslanır yorulunca başım.
Kaderim.
Ömrüm.
Yarınım.
Bir sımsıkı sarılmak,
Bir derin kokunu çekmek var yüreğime.
Bir kavuşmak ki başucumda.
Son olsun büyüdüğün benden ötede
Nice senli günlere...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)