19 Ocak 2011 Çarşamba

SÖZ SEVDİĞİM

Bitmeden vakit karalamalı seni sayfa sayfa.
Her satırda can vermeli, boyun eğmeli sunduğuna.
Hani bir deli isyan savursa zembereği kırılmış dilim.
Dağıttıklarını kokunu çeker gibi geri getirebilse
Bir an olsun unutsa ayrılığı.
Sensizliğin ezberime işleyen gürültüsünü.

Yalan dolan bütün o acemi işi yazdıklarıma
Onca alkış tutmamış olsan. O kadar sevmemiş olsan yokluğumu.
Dur! Dur! Dur! 
Savurmuş olsan bakışından deli gururuma
Avazının çıktığınca
Dur! diye bozmuş olsan suskunluğunu.

Ben hep aynı çamurlu duvağın peşinde
Geceleri dağ gibi üzerime örtüp durmasam. 
Gölgenle baş etmek için büyütmesem yalancı sevdalıları.
En beter kabusların baş düşmanı
Sesini onca yasaklamış olmasan bana.
Çıkıp gelsen.
Seninle kaybolsa bütün karanlık.

Yaz nasıl geçti. Kış nasıl geçiyor bir anlasam.
Bir anlatabilsem. B
ir varabilsem olduğum yerden sana.
Bu ayrılığa bunca hoşgörü göstermemiş olsak.
Bu kadar şımarmamış olsa.
Hadi git sonsuza kadar uğrama bana derken
O kadar inandırıcı olmasaydın.
O kadar inanmasaydın.
Bu kadar keşke, bu kadar sızı, bu kadar çaresizlik kalır mıydı bana?

Son bakışının şahidi gözlerime sorsunlar acısını.
Ellerime sorsunlar son dokunuşun yakışını.
Tekrarı olmayan, mümkünü olmayan bir birlikteliğin
Son kelimelerini sorsunlar bana.

Konuşursam parçalansın son umudum.

Söz sevdiğim.